menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ülkemizde insanlar neden ukala, öfkeli ve bencil oldular?

9 0
26.07.2025

Bu sorunun yanıtını ararken, bireylerin içsel dinamiklerini, toplumsal etkileşimlerini ve kültürel değişimleri göz önünde bulundurmak oldukça önemli. Gelişen teknoloji ve modern yaşamın getirdiği yeni dinamikler, insanların iletişim tarzlarını ve sosyal ilişkilerini derinden etkiledi. Bu makalede, bu olguların arkasındaki nedenleri inceleyecek, toplumsal yapımız üzerindeki etkilerini değerlendirecek ve gelecekte daha sağlıklı bir toplum için olası çözüm yollarına bakacağız.

Toplumlarımız, son yıllarda duygusal değişimlerle sarsılırken, bu değişimlerin arka planında neler yatıyor? İnsanların birbirine karşı daha ukala, daha öfkeli ve daha bencil hale gelmesi, sadece bireysel bir sorun değil; toplumsal ve kültürel dinamiklerin bir yansıması. Hadi bu karmaşık duyguların nedenlerine ve ardındaki güçlere daha derinlemesine bakalım.

Dünyadaki pek çok toplum gibi, bizimki de hızlı bir değişim sürecinden geçiyor. Şehirleşme, teknolojik gelişmeler ve ekonomik dalgalanmalar, insanların yaşam pratiklerini ve psikolojik durumlarını etkiliyor. Geçmişte komşularımızla daha çok ilişki kurarken, şimdi birbirimizle daha az konuşur hale geldik. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle, ilişkiler yüzeysel ve anlık tepkiler üzerine kurulu bir hale geldi. Bir zamanlar dayanışma içinde yaşayan insanlar, şimdi “ben” odaklı bir dünya görüşü benimsiyor.

Bireysel psikolojik etkenler de burada önemli bir rol oynuyor. Stres, kaygı ve belirsizlik, insanların davranışlarını etkileyen başlıca faktörler arasında yer alıyor. Kendini güvende hissetmeyen biri, otomatik olarak savunma mekanizmalarını devreye sokar; bu da ukala, öfkeli ve bencil davranışlara yol açar. Yani, bir nevi kısır döngü içinde dönüp duruyoruz.

Ukalalık, genellikle bilgiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak başkalarını küçümseyen bir tutum olarak tanımlanabilir. Sanki herkes birer Nobel ödüllü bilim insanıymış gibi, kendi fikirlerini herkese dayatma çabası… Duygusal olarak zayıf biri, ne kadar bilgiye sahip olursa olsun, bu tür davranışlarla kendini güçlü hissetmeye çalışır.

Ukalalığın temel nedenlerinden biri, kişinin kendi bilgisinin yetersiz olduğunu fark etmemesidir. Bazen insanlar, az bildikleri şeyleri abartarak ifade ederler ve bu da bir tür kendini beğenmişlik yaratır. Ayrıca, maruz kaldığımız bilgi bombardımanından kaynaklanan bir yetersizlik hissi de etkili olabilir. Herkesin bir şeyler bildiği bir dünyada, bilgi sahibi olmayanlar daha gür sesle ukalalık yarışına giriyor.

Ukalalık, sosyal ilişkilerde derin yaralar açabilir. İnsanlar arası iletişimi engelleyen bu tutum, toplumsal dayanışmayı zayıflatır. Netice de insanlar sadece kendi çıkarlarını düşünmeye başlar ve bu da kötü bir sosyal iklimin doğmasına neden olur. Kısacası, ukalalık sadece bireysel bir davranış değil; toplumun kalbine saplanmış bir bıçaktır.

Öfke, bir tür duygusal tepki olarak tanımlanabilir. Genellikle, insanlar kendilerini tehdit altında hissettiklerinde ya da haksızlığa uğradıklarında bu duyguyu yaşarlar. Ancak unutulmaması gereken bir şey var: Öfke, kontrol edilmediğinde yıkıcı hale gelebilir.

Öfke, bireysel deneyimlerin yanı sıra toplumsal faktörlerden de besleniyor. Ekonomik sıkıntılar, sosyal adaletsizlikler........

© Haberton