Vijitalizm: Dijital dünyada yaşamanın yeni biçimi
Gülüşlerimiz, öfkemiz, merakımız, aşkımız, yalnızlığımız kısacası duygularımız hepsi orada, o soğuk camın arkasında duruyor. İşte bu yüzden artık yaşadığımız çağın, bir adı var artık: Vijitalizm çağı. Vijitalizm, insanın yaşam enerjisini artık dijital ortamlarda sürdürdüğü yeni çağın adı. Başka bir deyişle; insanın, artık hem biyolojik yani somut olarak yaşayan, hem de ‘paylaşılarak yaşayan’ bir varlık haline geldiği çağın adı da diyebiliriz. Bununla ilintili olarak; 1 Mart 2020 tarihinde katılmış olduğum, Futuristler Derneği’nin düzenlemiş olduğu “Gelecek Günü” seminerinde de bahsedildiği üzere, Yapay zekanın (YZ) hayatımıza daha da girdiği Dijital çağdayız.
Vijitalizm, “dijital” ile “vitalizm”in yani “yaşamsallığın” birleşiminden doğan bir kavram. Kısaca söylemek gerekirse, yaşamın dijital ortama taşınması demek. Artık insanlar yalnızca biyolojik olarak değil, dijital olarak da “yaşıyor”. 7’den 70’e artık herkesin bir mail adresi, bir sosyal medya hesabı var. Gündem o kadar hızlı akıyor ki, yakalamakta zorlanabiliyoruz. Sosyal medya platformlarında, bir fotoğraf paylaştığımızda, bir gönderi yazdığımızda, bir beğeni aldığımızda var olduğumuzu zannediyoruz. Artık mutlu olmak, aldığımız bir beğeni, olumlu yapılan bir yorum, paylaştığınız fikrin paylaşılması, ortaya çıkardığınız bir şarkı, şiir, kitap gibi bir eserin kitlelere ulaşmasıyla var oluyor. Yaşam artık sokakta değil, bir ekranın ışığında sürüyor. Sanki kalplerimiz değil, bildirim sesleri atıyor. Öyle bir hale geldi ki,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d