Amerika’nın “Acil” sorunu ve “Acil” Değişim İhtiyacı
Sevgili dostlar,
Geçtiğimiz günlerde, gıda zehirlenmesi yaşayan bir arkadaşımı acil servise götürmek zorunda kaldım. Saat 12.15’te ulaştığımız hastanede tam 6 saat boyunca bekletildik. Nihayet içeri alındığımızda ise yatak yetersizliği nedeniyle arkadaşım koridorda, bir sandalyeye oturtularak tedavi edilmeye çalışıldı. Orada damar yolu açıldı, birkaç ilaç ve serum verildi, ardından bilgisayarlı tomografi çekildi.
Bekleme sırasında yalnız biz değil, yaşlılar, çocuklar ve çaresiz hastalar da aynı kaderi paylaşıyordu. Ağır Çin aksanıyla İngilizce konuşmaya çalışan genç bir doktor, tek başına onlarca hastaya yetişmeye uğraşıyordu. Bu yüzden taburcu edilmemiz için 7 saat daha beklemek zorunda kaldık.
Bir hafta sonra posta kutusunda bizi şok eden bir fatura bulduk: 11.664 dolar 96 cent. Dahası, fatura şişirilmişti. Mesela hiç çekilmeyen bir röntgen için ücret talep edilmişti. Türkiye’de özel bir hastanede yaklaşık 1.000 TL’ye yapılabilecek bir tomografi için burada 6.848 dolar yazılmıştı.
13 saat boyunca gözlemlediğim tablo şuydu: Yalnız biz değil, yüzlerce hasta aynı akıbeti paylaşıyordu. Basit müdahaleler, şişirilmiş faturalar ve binlerce dolar karşılığında sunulan kalitesiz hizmet… O süreçte 100’den fazla kişiye bakıldı. Kişi başı ortalama 10 bin dolar fatura çıkarıldığı düşünülürse, hastane yalnızca 13 saatte bir milyon doların üzerinde para kazanmıştı.
Bu milyonluk gelir; ağır Çin aksanıyla İngilizce konuşan genç bir doktor, yanında sadece üç-dört hemşire, bir güvenlik görevlisi ve bir sekreter ile sağlanıyordu. Küçücük bir kadro, son derece sınırlı imkânlarla milyon dolarları kasasına aktarıyordu. Üstelik bütün bunlar, hastaları yatakta bile değil, sandalyelerde tedavi ederek yapılıyordu.
Asıl çarpıcı olan şu: Acil servis, adı üstünde, insanların mecburen gittiği bir yer. Ne seçme şansınız var ne de başka bir yere gitme lüksünüz. Doktor hangi işlemi söylerse, itiraz hakkınız olmadan kabul etmek zorunda kalıyorsunuz; film çekilecek denirse çekiliyor, kan alınacak denirse alınıyor, test yapılacak denirse yapılıyor. Ve sonra, bu basit hizmet sırf acil olduğu için size 10 katı, 100 katı fiyata fatura ediliyor. Hayır deme ihtimaliniz yok. İşte bu yüzden bu düzen, etik açıdan kabul edilemez; tamamen zorunluluk üzerinden işleyen bir sömürü düzeni hâline gelmiş durumda. Çünkü insan kumarhaneye ya da bara kendi iradesiyle gider; ama acile düşen, hayatını kurtarmak için gitmek zorundadır. Burada yapılan, insanların çaresizliğini kazanca dönüştürmektir.
ABD Sağlık Sisteminin Gerçekleri
Amerika Birleşik Devletleri her yıl yaklaşık 4,5 trilyon dolar, yani gayrisafi yurt içi hasılasının ’ini sağlık harcamalarına........
© Habername
