menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Albatros Sefaletin Bereketi

6 0
22.04.2025

Albatros Sefaletin Bereketi

Hacı İbrahim Mutlu'nun Kaleminden Akıp Gelen İnce Hikmetler

Hayatın Acı Tatlı Armağanlarına Bir Bakış

Prof. Dr. Yakup CİVELEK

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

Değerli Dostlar

Uzun bir aradan sonra yeniden selamün aleyküm

Yeniden merhaba

Sevgili Dostlarım

Ramazan bayramında yazdığım yazıdan sonra geçen uzun bir süre sonrasında yine sizlerin karşısındayım ve sizlerinhuzurunda olmanın mutluluk ve heyecanını yaşıyorum. Gecikmeden en azından her hafta bir yazı yazacağım diye niyet etmemem ve karar vermeme rağmen, yazılarda gecikme oluyor. Sizlere karşı mahcup oluyorum. Bu bir mutlu kişiden, bir yazardan, bir iyilik sevdalısından ve onun son yazdığı kitaptan, elimden geldiğince bahsetmeye çalışacağım.

I. Hacı İbrahim Mutlu: El, Yürek ve Ufuk Çizgisi

A. Giriş: Yazılı Kelimenin Ötesinde Bir Duruş

Hacı İbrahim Mutlu'yu yalnızca bir yazar olarak tanımlamak, onun eylemi ve inancı temsil eden kimliğini eksik bırakır. 1965 yılında Bolu Gerede'de dünyaya gelen Mutlu , inşaat eğitimi almış ve özellikle Anadolu'nun mimari mirasını koruma konusunda babası Recep Usta'dan öğrendiği ahşap ve taş işçiliğiyle öne çıkmıştır. Ankara'daki Hacı Bayram Camii çevresi ve Hamamönü gibi önemli restorasyon projelerinde yer alması, onun yalnızca kelimelerle değil, aynı zamanda elleriyle de tarihe ve kültüre dokunan bir şahsiyet olduğunu gösterir. Bu pratik, zanaatkar geçmişi, onun yazılarına benzersiz bir derinlik ve perspektif katmaktadır. Onun eserlerine yaklaşırken, bu eylem odaklı kimliği göz ardı etmemek, metinlerinin arka planını anlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Zira onun kelimeleri, çoğu zaman tuğlalar gibi, bir inancı, bir duruşu inşa etme gayesi taşır.

B. "İyilik Yolcusu": Bir Yaşam Felsefesi

Hacı İbrahim Mutlu'nun kimliğini ve eserlerini şekillendiren temel unsur, "iyilik yolculuğu" olarak adlandırdığı yaşam felsefesidir. Bu yolculuk, bir gün "Uzakta, çok uzakta bir yerlere gidilecek, kim gider?" sorusuna düşünmeden "ben giderim!" yanıtını verip kendini Sudan üzerinden Eritre sınırındaki bir mülteci kampında, bir yetim okulunda bulmasıyla başlamıştır. Bu an, onun için bir dönüm noktası olmuş ve hayatını adadığı misyonun fitilini ateşlemiştir. Onun seyahatleri, turistik gezilerden ziyade, başta Afrika (Sudan, Eritre, Kenya, Etiyopya, Tanzanya, Çad) ve Asya (Moğolistan, Afganistan) olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırmayı amaçlayan anlamlı yolculuklardır. Kendisinin de ifade ettiği gibi, "işimiz çok, vaktimiz az, yükümüz ağır" düsturuyla hareket eden Mutlu, bu yolculuklarda edindiği deneyimleri, gözlemleri ve hisleri okuyucuyla paylaşır. Bu çabası, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2017'de "Gezi Dalında Yılın Yazarı" ödülüne layık görülen "İyilik Yolunda Uzaklar Yakın" başta olmak üzere, "İyilik Yürek İster" , "Turkana-İyilik Yolunda Kenya" , "Ötüken-İyilik Yolunda Moğolistan" ,"Masailer-İyilik Yolunda Tanzanya" , "Fizan'dan Afganistan'a" ve "İyilik Yolunda Anadolu" gibi en az yedi eserinde somutlaşmıştır. Bu eserler, sadece birer gezi notu değil, aynı zamanda bir adanmışlığın, bir inancın ve insanlığa hizmet etme arzusunun edebi kaydıdır.

C. Edebi Üslup ve Ses: Samimiyetin ve İnancın Yankısı

Hacı İbrahim Mutlu'nun yazınsal kimliğini anlamak için, eserlerinde belirginleşen üslubuna ve sesine kulak vermek gerekir. Daha önceki eserlerine yönelik analizler, onun dilinin genellikle yalın ve samimi olduğunu, okuyucuyla doğrudan bir bağ kurmayı hedeflediğini göstermektedir. Anlatımını sıklıkla birinci ağızdan, öyküleyici bir tarzda kurar ve metinlerini deyimler ve atasözleri ile zenginleştirir. Bununla birlikte, eleştirmenler eserlerinin edebi yönünün zayıfkaldığına işaret etmekte, yazarın bu durumu Necip Fazıl, İsmet Özel, Cahit Zarifoğlu gibi muhafazakar ve dini hassasiyetleri olan şair ve yazarlardan yaptığı çok sayıda alıntıyla telafi etmeye çalışmış olabileceğini belirtmektedir. Bu alıntılar, metinlere farklı bir katman eklese de, özgün edebi bir dil oluşturma potansiyelini sınırlayabilir. Yazarın eserlerinde gözlemlenen muhafazakâr dünya görüşü ve zaman zaman kendini gösteren aktivist tavır, okuyucuyu belirli bir düşünce dünyasına davet etme ve eyleme teşvik etme amacı taşıdığını düşündürmektedir. Bu üslup özellikleri, "Albatros Sefaletin Bereketi"nde de benzer bir yaklaşımın beklenebileceğine işaret eder: duygusal yoğunluğu yüksek, samimi, ancak edebi inceliklerden ziyade mesaj ve duygu aktarımına odaklanan bir anlatım.

Yazarın hayatının, eserlerinin ana metnini oluşturduğu söylenebilir. Restorasyon çalışmaları ve yardım faaliyetleri gibi eylemleri, yazılarının hem kaynağı hem de uzantısıdır. Bu durum, "Albatros" gibi "Hikayeler - Menkıbeler" türünde sınıflandırılan bir eserin bile, kurgusal yaratımdan ziyade........

© Habername