menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyasi çürümüşlük ve gündemde olan ETS Tur’la ilgili yaşanmış bir hatıra

17 1
28.01.2025

Allah’a şükür, elimiz kalem tutuyor, kendimizce değerlendirmelerde bulunabiliyor ve yazıyoruz. Benim gibi yaşı yetmiş beşe merdiven dayayan, daha ortaokul sıralarında iken memleket meselelerini dile getiren yazılar yazmaya başlayan biri için yazmamak “yat da öl” demektir.

Okuyucular bilir; yazılarım daha çok memleket meseleleri ile ilgilidir. Hem nalına hem mıhına vurmaktan çekinmem. Ancak zaman zaman kullandığım bir benzetme ile, “Dağdaki çobanından camideki imamına kadar” herkesin politize olduğu bir ülkede, bu güzel ve yalnız ülkemizde kalem oynatmak çok zor.

İnandığımız Türk Ülküsü davasındaki yol gösterici ağabeylerimizden rahmetli Galip Erdem’in çok güzel ifade ettiği gibi “Davamızı Ağrı Dağı’nın zirvesine çıkarmak istiyorduk ama zirveye çıkınca gördük ki “Dava” aşağılarda kalmış, zirveye kendimizi çıkarmışız!”

Siyaseten davamızı zirveye çıkaramıyor ve gençliğimizde pek çok söylediğimiz o marşta olduğu gibi tuğlarımızı göğe yükseltemiyorsak kirli siyasetin içinde debelenip birilerine koltuk değneği olmanın bir anlamı yok.

Onun için “Tam Bağımsız ve Bağlantısız Tek Başına Ülkücü Hareket” mensubu kimliği ile yazıp hem nalına hem mıhına vurarak uyarı görevimi yapmaya devam ediyorum.

“Bu güzel ve yalnız ülkemizde kalem oynatmak çok zor” demiştim. Yine dediğim gibi bizde, “Dağdaki çobanından camideki imamına kadar” herkes siyasete bulaşmış, bulanmış durumda. Futbol fanatikliği ile siyasi fanatiklik adeta birbiri ile yarışıyor. Bir iki defa şaka yollu da olsa futbol takımları ile ilgili bir şeyler paylaşmaya kalkmıştım ki, ağzımın payını alıp oturdum. En sade taraftarından okumuşuna kadar olur olmaz şeyler yazanlar oldu.

Dedim ya, daha çok memleket meseleleri ile ilgili yazıyorum. Yaşımız kemale erdi, 42 yıllık devlet memurluğu, yayıncılık, iletişimcilik ve artık yetmiş yılı aşan bir hayat tecrübemiz var.

Siyasi parti üyeliğiniz ve siyasi tavrınız olmasa da memleket meseleleri konusunda kalem oynattığınızda siyaseten ya iktidar mensuplarını ya da muhalefettekileri rahatsız ediyorsunuz. Özellikle sosyal medya siyasetçileri hiç toz kondurmadıkları, “Bir bildikleri vardır” diyerek içlerine sindiremedikleri konularda bile siyasi partilerini, liderlerini körü körüne desteklemeye devam ediyorlar. Futbol fanatiklerinin “Yenilsen de yensen de her zaman her yerde en büyük ….” dedikleri gibi siyasi fanatikler de “Vur de vuralım, öl de ölelim” demeye devam ediyor, alınan yanlış ve öngörüsüz kararların neye mal olacağını düşünmüyorlar. Eleştirmekten, yol göstermekten zarar gelmeyeceğini düşünmüyorlar ya da ne diyeyim, herhalde çekiniyorlar! Oysa kimse, hiçbir kurum, hiçbir lider eskilerin deyimi ile La yüs’el/Soru sorulamaz/Sorumsuz değildir. Hz. Ömer hutbe sırasında “Yanlış yaparsam ne yaparsınız” diye sorduğunda cemaat ayağa kalkarak “Seni kılıçlarımızla doğrulturuz” deme cesaretini göstermiştir. Biz de hasbelkader yazılarımızla doğrultamıyorsak da ikaz........

© Habererk