Yeni yasama dönemi ve demokrasi krizi
Her yasama dönemi, milletin temsil gücünü tazeleyen, demokratik sistemin yeniden yapılandığı bir başlangıçtır. Ancak bu başlangıçların sadece tören havasında geçmesi değil, aynı zamanda demokratik hafızada iz bırakması da önemlidir. Yeni yasama dönemi açılışında yaşanan protestolar, aslında milletin vicdanında bir kırılma anına işaret etmektedir.
Bir anayasa, sadece yazılı bir metin değil, milletin ortak aklının ve iradesinin sembolüdür. Eğer anayasanın bazı maddeleri yok sayılıyor, bazı sayfaları eksik bırakılıyorsa, meclis kürsüsünde yapılan konuşmalar da doğal olarak tek bir iradenin dayatması haline gelir. İşte bu noktada, salonu boş bırakan, anayasanın eksikliğine dikkat çeken demokratik refleksler önem kazanmaktadır.
Toplumun beklediği, tek sesli ve tek renkli bir meclis değildir. Tam tersine, farklı düşüncelerin, eleştirilerin ve önerilerin yankılandığı, milletin gerçek iradesini yansıtan çoğulcu bir kürsüdür. Yeni yasama döneminde yaşananlar, bu anlamda bir uyarı niteliği taşımaktadır: Demokrasi, yalnızca sandıkta değil, meclisin her anında yaşatılmak........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein