Tarihte her büyük medeniyet kendi içindeki yozlaşma ile çöküşe geçmiştir. Bu durum sadece siyasi ve ekonomik sistemlerde değil, dinî ve kültürel yapılar için de geçerlidir. Bugün İslam dünyasının yaşadığı sorunlara dış müdahaleleri gerekçe göstermek kolaycılıktır. Evet, emperyalizm, sömürgecilik, Batı merkezli medya manipülasyonları elbette etkili olmuştur. Ancak şu sorudan kaçamayız: Bu dış güçler bize bu kadar kolay nüfuz edebildiyse, içerideki zayıflığımız nedendir?

Gerçek şu ki; İslam’ın çağlar üstü mesajını, çağ dışı anlayışlar kendi elleriyle sabote ediyor. Bugün İslam’a karşı önyargıların yükselmesinde asıl “malzeme”yi, İslam coğrafyasındaki yobaz zihinler kendi elleriyle sağlıyor.

Güncelden Tarihe: Acı Gerçekler Zinciri

Afganistan ile başlayalım. Taliban’ın son dönemde kadınlara yönelik uygulamaları —okula gitmenin yasaklanması, internet erişiminin engellenmesi, yalnız seyahat edememeleri— sadece çağ dışı değil, İslam’ın temel değerlerine de aykırıdır. İslam peygamberi Hz. Muhammed’in eşi Hz. Hatice, ticaretle uğraşan, bağımsız bir kadındı. Bir diğer eşi Hz. Aişe, İslam tarihinde önemli bir hadis âlimi olarak bilinir. Oysa bugün kadını evine hapseden, bilgiye erişimini engelleyen bir zihniyet, bunu din adına yapıyor. Bu çelişkiyi sorgulamamak, cehaletin dini araçsallaştırmasına göz yummaktır.

Suudi Arabistan örneğinde ise uzun yıllar kadınların araç kullanması, seyahat etmesi gibi temel hakları bile tartışma konusu oldu. 2018’de nihayet kadınların araba kullanmasına izin verildi ama........

© Habererk