Savunma sanayinde büyük sıkıntılarımız
Savunma Sanayiinde üretimimiz ve ihracatımız çok hızlı artıyor. 2014 senesinde 1,64 milyar dolar olan ihracatımız 2024’te 7,2 milyar doları buldu. Bununla birlikte bu sektör o kadar büyük ki global pastadan aldığımız pay %1 civarında. En büyük 100 üreticiden 5’i Türk. Ama en üstteki Aselsan 42. sırada. Yani çok yol aldığımız bu sektörde daha gidecek çok yolumuz var.
Savunma sanayinde sadece insansız hava araçlarında iddialı değiliz. Savaş uçakları ve füze savarlar dışında bütün segmentlerde ürünlerimiz son teknoloji. Uluslararası sektörel yayınlara göre yeni gelişmekte olan insansız deniz araçlarında da geliştirdiğimiz ürünler devrim yaratacak. Savaşın mantığını değiştirecek.
Savunma sanayinde bize yavaşlatan üç engel vardı. Bunlardan biri ambargoların kalkmasıyla birlikte tarihe karıştı. Artık başta motor olmak üzere istediğimiz parçaları istediğimiz yerden tedarik edebiliyoruz. İkinci engel yine ağırlıkla ambargo nedeniyle teknoloji paylaşımı yapamamamızdı. Bir ülke ya da bir şirket her konuda teknoloji üretemez, teknoloji geliştiremez. Buna ne insan kaynağı yeter ne de para. O nedenle teknoloji şirketleri bilgi paylaşımı yaparlar. Bu paylaşımlar iki şirket içinde kaldıraç etkisinde bulunur.
Ambargo kalktıktan sonra özel sektör şirketlerimiz yeterli olmasa da ciddi ortaklıklar tesis ettiler. Bu ortaklıklar zayıflıklarımızı telafi ederek bizi daha rekabetçi yapacak. Mesela Baykar İtalya’nın en büyük savunma sanayi şirketi Piaggio’yu aldı. Onlar jet motorunda, Baykar İHA’ da pazar lideri. Gelecekte Baykar jet motorunda da iddialı olacak.
Fakat kamu şirketlerimiz çok yavaş davranıyorlar. Kurumsal kültürlerinde yabancı şirketlerle ortaklıklar kurmak ve bilgi paylaşmak yok. Bunu anlıyor ve saygı duyuyorum. Fakat teknoloji çok hızlı ilerliyor. Bir anda geri kalabiliriz. Nokia en iyi cep telefonuydu. Akıllı telefon üretmekte gecikince battı.
Geçen hafta Çin yeni geliştirdiği insansız hava........
© Habererk
