Fidan’ın Kaan’ın motoruyla ilgili yaptığı açıklamalar, gazetecilerin Tayyip Beye uçakta soracakları soruların sızdırılması ve Hakan Beyin özellikle Suriye politikası nedeniyle iktidara yakın bazı medya organları tarafından sürekli eleştirilmesi, Tayyip Beyden sonrası için, iktidar mücadelesinin başladığı iddialarının seslendirilmesine neden oldu. İş adamlarına artarda yapılan operasyonlar ve Fahrettin Beyin azledilmesi de bu mücadeleye bağlanıyor. İddialara göre Bilal Erdoğan, Selçuk Bayraktar ve Hakan Fidan lider adayları.

Her üç isminde aklında, Türkiye’nin başkanı olmak düşüncesi vardır. Bu isimlerin çevrelerinde onları destekleyen kadrolar kümeleniyordur. Lider adayları partide, bürokraside, iş hayatında ve diplomaside kendilerine yakın isimlerin önlerini açıyorlardır. Diğer memleketlerin yöneticileriyle iyi ilişkiler kuruyorlardır. Kamuoyunda imajlarını güçlendirecek çalışmalar yapıyorlardır. Bunlar siyasetin doğasında var.

Ama iş, adayların birbirlerini baltalamaları ve rakiplerine açıktan saldırmaları noktasına gelmişse mücadele kontrolden çıkıyor demektir. Müdahale edilmezse bu mücadele sertleşir ve hem Tayyip Beye hem Ak Partiye hem de Türkiye’ye zarar verir. Örneğin Kaan’ın motoruyla ilgili yapılan konuşma, Selçuk Beye zarar verdi de Ak Partiye ve Erdoğan’a zarar vermedi mi? Böyle bir mücadeleye görevine devam etmek niyetindeki hiçbir lider izin vermez. Zira iktidar taksim ve/veya ortak kabul etmez. Hele de Tayyip Bey gibi otoriter, güçlü ve mücadeleci bir lider, vaziyete hemen el koyacaktır. Mücadeleyi aktif olan, rakiplerine vuran kaybeder. Sakin duran pozisyonunu korur.

Dört yıl evvel en güçlü lider adayları Berat Albayrak ve Süleyman Soyluydu. Bugün her iki isimde iddialı değiller. Bir gizli el yani bir başka aday, yaptığı hamlelerle her iki güçlü ismi de önce yıprattı sonra karar mekanizmalarının dışına itti. Üç lider adayının da bu iki ismin akıbetinden ders almalarında fayda var. Bu........

© Habererk