menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

12 Eylül’ün Kelepçesi Perde Arkasındaki Oyun ve Susturulan Nesil

39 12
12.09.2025

12 Eylül 1980 sabahı, tankların gölgesi Türkiye’yi kapladı. Saat 04:00’te radyodan yükselen bildiri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koyduğunu duyurdu: “Ülke bütünlüğünü, milletin birlik ve beraberliğini korumak amacıyla…” Ankara’da tanklar sokakları işgal etmiş, TRT, PTT, köprüler ve havaalanları askeri kontrol altına alınmıştı. Bir gün önce tartışmalarla çalkalanan TBMM salonu, artık bomboştu—masalarda yarım kalmış dosyalar, kahve fincanları, susturulmuş bir demokrasi. Beşli cunta—Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun—ülkeyi demir yumrukla yönetmeye başladı. 11 Eylül gecesinin kaosu, sokaklardaki silah sesleri, bombalar ve korku, 12 Eylül’ün tank sesleriyle yerini ağır bir sessizliğe bıraktı. Ancak bu sessizlik, özgürlüğün değil, baskının sessizliğiydi. Darbe, Türkiye’nin geleceğine zincir vurdu, demokrasiyi kelepçeledi. Perde arkasında, bu darbe sadece iç kaosun ürünü değildi; uluslararası güçlerin gizli oyunu, bir neslin trajedisini manipüle ederek yeni nesillere miras bıraktı—umutları kırılmış, hafızaları silinmiş bir toplum.

Darbenin asıl oyunu, Soğuk Savaş’ın gölgelerinde gizliydi. Türkiye, NATO’nun doğu kanadında stratejik bir kale, ABD için vazgeçilmez bir müttefikti. 1979 İran Devrimi ve Sovyetler’in Afganistan işgali, ABD’yi alarma geçirmişti. Declassified CIA belgeleri, ABD’nin darbeden haberdar olduğunu ve dolaylı destek verdiğini açıkça ortaya koyuyor. CIA’in Ankara istasyon şefi Paul Henze’nin, darbe sonrası “Our boys did it” (Bizim çocuklar yaptı) dediği iddia edildi; Henze 2003’te bunu yalanlasa da, CIA’in 1980 tarihli bir raporu, Türkiye’deki kaosun NATO çıkarlarını tehdit ettiğini ve ABD’nin askeri müdahaleyi “istikrar” olarak gördüğünü belirtiyor. ABD Büyükelçisi James Spain’in 12 Eylül günü Washington’a geçtiği raporda, “Türk Silahlı Kuvvetleri beklenen adımı attı. Anarşi sona erdi, ancak sert yöntemler sorun yaratabilir” deniliyordu—bu, darbeden saatler önce........

© Habererk