Milliyetçilik ile muhafazakarlık arasındaki mesafe açılırken…
Milliyetçilik siyaseti yapan partiler, şu soruyu kendilerine sormalıdır: Halkın büyük kısmı kendini milliyetçi- muhafazakar olarak tanımlarken niçin iktidar olamıyoruz?
Bu sorunun cevabı aslında kendini milliyetçi olarak tanımlayanların hassasiyetlerinde gizli.
Belli ki, kendini milliyetçi olarak tanımlayan partilerle kendini milliyetçi olarak tanımlayıp bu partilere oy vermeyen kişilerin milliyetçilik anlayışları arasında farklar var. Öyle olmasa, bu tanımın içinde olanların milliyetçi partilere yönelmeleri, aynı çatı altında buluşmaları gerekirdi.
Bu fark veya farkların ne olduğunu anlamak için basit bir karşılaştırma kâfi.
Bu ülkede milliyetçilikle muhafazakarlık, daha çıplak bir ifadeyle dindarlık hep iç içe olmuştur.
Toplumun kahir ekseriyeti oy verirken, - dinine, inançlarına- zarar vermeyeceğinden emin olduğu parti ve liderlere oy veriyor.
Parti ve liderleri önce bu yanlarıyla gözlemleyip test ediyor. Tercihlerini yaparken sadece ne kazanacağına değil ne kaybedeceğine de bakıyor.
Türk toplumu, Osmanlı geleneğinden gelen dolayısıyla Cumhuriyete kadar kendini ve ötekini “dinle tanımlayan “bir toplum. Sosyal yapısında bu gelenek ve şuuru........© Habererk





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d