Adalet yoksa…
Adalet, herkese hak ettiği şekilde davranmak, kimseye haksızlık etmemektedir.
İnsanları din, mezhep veya ideolojilerine göre ayıran ve buna göre davranan bir adalet anlayışı topluma huzur getirmez.
Yargı, uzun zamandır buna göre çalışıyor, bazılarını görmüyor, bazılarını ise -kampına- göre değerlendiriyor: zihniyet şu:“ Bizden değilsen suçlusun, bir şey yapmamışsan bile yapmışsındır.”
Sorun şu ki, devlet adaletten uzaklaştıkça halktan da uzaklaşıyor. Adaletin zayıf olduğu ülkelerde aslında zayıf olan devlettir. Çünkü halkla arasındaki mesafe büyümüş, aidiyet duygusu zedelenmiştir.
İnsanları, devleti sahiplenmeye iten duygu aidiyet duygusudur. Ülkenle bağın ne kadar güçlüyse ona sahip olma bilincin o kadar güçlüdür!
Çeyrek asırdır, işte en çok bu bilinç zayıfladı. Çünkü iktidar devlet mekanizmasını hep taraflı çalıştırdı. Bazılarını ülkenin sahibi gibi görürken bazılarını yok saydı. İhalelerde, personel alımlarında, mülakatlarda sistemi hep buna göre çalıştırdı. Gün geldi ülkesini sevenle söveni eşitledi. Bir ülkede........
© Habererk
