menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türk devletleri teşkilatında reform yapılmalı

16 233
27.06.2025

Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan ŞİÖ’ ye üyeler. Azerbaycan ve Türkiye diyalog partneri. Türk devletlerinin bu örgüte girmelerinin en önemli gayesi; Batının devrimlerinden, karışıklıklar çıkarmasından korunmak olduğu kadar Çin’in ve Rusya’nın tasallutlarından ve baskılarından muaf olmaktı. ‘’Devletler müttefiklerine silah çekmez, saldırmaz’’ diye düşünülüyordu.

‘’Örgüt kurulduktan sonra Batının Türk ülkelerindeki siyasi ağırlığı bitti’’ tespiti kesinlikle doğru. Türkistan’da egemen olmayı hedefleyen Rusya ve Çin’i birbirleriyle dengelemek bir başka gayeydi. Topyekun mücadele ve tesis edilen işbirliği sayesinde, Türkistan’da yapılanan, yayılan ve etkinliklerini arttıran radikal dinci terör örgütlerinin bitme noktasında geldiği de inkar edilemez.

Bunlarla beraber 2025 yılında yaşanan savaşlar doğal olarak örgütün sorgulanmasını gerektiriyor. Zira bahse konu iki savaştan ilkinde iki ŞİÖ üyesi savaştı. Hindistan, Pakistan’a saldırdı. İkincisinde ŞİÖ üyesi İran saldırıya uğradı. Yani bir ŞİÖ üyesi bir başka üyeye saldırabiliyor. Ya da bir devlet, ŞİÖ üyesi bir devlete hiçbir meşru gerekçe göstermeden saldırabiliyor. Özetle, ŞİÖ’ nün hiçbir caydırıcılığı yok. ŞİÖ, savaşlar sürerken ve ilk savaşın sonlandırılmasında varlık gösteremedi. Hindistan-Pakistan savaşının bitmesinde Amerika etkili oldu.

Vaziyet buyken Türk devletleri ŞİÖ’ ye nasıl güvenebilirler? İran örgütün en önemli üyelerinin başında geliyordu. İsrail’in ortada hiçbir meşru gerekçe yokken yaptığı saldırılara sadece sözlü tepki verildi. Yardımlar bile gizli yapılıyor. Bu iki savaş ŞİÖ’ nün ağırlığını bitirdi. Daha doğrusu örgütün hiçbir caydırıcılığının olmadığı ayan beyan ortaya çıktı. Hindistan-Pakistan ve İsrail-İran savaşları Türk Devletleri Teşkilatının yapısının savunma ve güvenlik konularını da içerecek şekilde değiştirilmesini gerektiriyor. Bu değişikliği çok dikkatli davranarak, Çin’in ve Rusya’nın tepkisini çekmeden yapmalıyız. Konjonktürü değerlendirmeliyiz. Zira Rusya ve Çin, çok ağır sorunlarla boğuşurken,........

© Habererk