CHP İstanbul İl Başkanlığına mevzuat hiçe sayılıp kayyum atanıyor. Bu atama, Türk hukuk mevzuatını hiçe saymak, "Ben yaptım, oldu." demekten, keyfilikten başka hiçbir şey değil. Oysa 1982 Anayasası'nın 2. Maddesi'nde Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tarif edilmektedir.

DEMOKRATİK DEVLET İSE, demokratik bir ülkede siyasi partilerin işleyişi hukukla nasıl kesişiyor? Bir siyasi partinin iç işleyişine hukuk yolu ile nasıl müdahale edilebilmektedir? Ülkenin anayasasındaki devlet tanımı kayyum atamayla çiğnenmiş olmuyor mu? Sonra da ülkenin Cumhurbaşkanı, Özgür Özel'e "Mahkeme kararlarını eleştirmek ayrı, tanımıyorum demek başka şeydir. Mahkeme kararlarını tanımıyorum demek, hukuk devletine kafa tutmaktır." diyerek yapılan hukuksuzluğu hukuk dersi vermek suretiyle savunmaktadır. Tabii Özgür Özel de "Siz önce yasalara, Anayasa'ya uyun." diyerek cevap vermiştir. Demokratik bir ülkede siyasetle hukuk kesişmez. Partinin iç işlerine hukukun müdahalesi söz konusu olmaz. Parti içi meselelerin çözümü de çözüm yeri de........

© Habererk