Bir ülkenin dönüşümü sessizleşen kurumlar
Türkiye son on yılda siyasetin en sert dönüşümlerinden birine tanıklık etti. Bu dönüşümün mimarı ise kuşkusuz Cumhur İttifakı ve onun kurduğu yeni yönetim modeli. Yapılan referandumlarla, yasal düzenlemelerle ve kurumsal değişikliklerle Türkiye’nin kuvvetler ayrılığı dengesi neredeyse kökünden değişti. Bu değişimin en belirgin hissedildiği alanlardan biri ise yargı oldu.
SİYASALLAŞAN YARGI VE SUS TURULAN BİR TOPLUM
Bir ülkede yargı, hak arama kapısıdır; bağımsızlığı ise o kapının sağlamlığını belirler. Ancak yapılan düzenlemeler sonucunda yargı, yürütmenin gölgesinde kalmış durumda. Muhalefet eden siyasi partiler, düşüncesini ifade eden yurttaşlar, eleştiri yapan gazeteciler bir anda kendilerini soruşturmaların, davaların ve ağır cezaların içinde bulabiliyor.
Bu durum sadece muhalifleri değil, toplumun tamamını etkiliyor. Çünkü yurttaş kendini güvende hissetmediği yerde, ifade özgürlüğü önce daralır, ardından tamamen kararır.
ASKERIYE YE MÜDAHALE VE GÜCÜN TEK MERKEZ DE TOPLANMASI
Askeriye üzerinde yapılan mevzuat değişiklikleri de benzer bir tabloyu gösteriyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası orduyu sivilleştirme adı altında yapılan düzenlemeler, yürütmenin askeriyeyi tamamen kontrol altına almasının yolunu açtı.
Bir taraftan darbelerin tekrarına karşı toplumun haklı hassasiyeti kullanılırken, diğer taraftan bu dönüşümle birlikte iktidarın elindeki güç denetlenemez bir noktaya taşındı.
ÜNİVERSİTELER ÖZGÜRLÜKTEN UZAK SESSİZ KAMPÜSLER
Yakın dönemde en büyük kırılmalardan biri üniversitelerde yaşandı. Özerkliğin ortadan kaldırılması, rektör atamalarının tek merkezden yapılması, kampüslerdeki demokratik hareketlerin baskılanması… Tüm bu adımlar,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein