menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir utancın yıldönümü

9 22
13.04.2025

Miladi Takvimle 13 Nisan 1909, o gün kullanılan Rumi Takvimle 31 Mart 1325 günüydü.

II. Meşrutiyet'in ilanının dokuzuncu, Meclis-i Mebusan’ın açılışının dördüncü ayıydı.

Sultan II. Abdülhamit Han, tahtta oturmaya devam etse de devlette İttihat ve Terakki Fırkası'nın gölgesi vardı. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte ülkenin en güçlü teşekkülü haline gelmiş, kabinenin teşkilinden yapılacak kanunlara kadar hükümetin her işine karışmaya başlamıştı.

Üstelik şikâyet ederek geldikleri Meşrutiyet öncesi dönemi mumla aratan bir sistem kurmuşlardı. Eleştiriye tahammül edemiyor, kendilerinden olmayanlara hayat hakkı tanımıyorlardı. Hürriyet-müsavat-kardeşlik söylemleri unutulmuş, Meşrutiyet'in hemen akabindeki coşku, yerini derin bir hayal kırıklığına bırakmıştı. Dernekler susturuluyor, gazeteler kapatılıyor, muhalif isimler faili meçhul cinayetlerin kurbanı oluyorlardı. Ordu, alaylı-mektepli olarak ikiye bölünmüştü.

Gidişat her geçen gün kötüleşiyordu. Muhalefet, Prens Sabahattin’in Ahrar Fırkası'nda toplanmış, İttihatçıların uygulamalarını dinden çıkmak olarak gören medrese çevreleri de onların yanında sıralanmıştı.

İşler dışarıda da kötüydü. Avusturya Bosna-Hersek’i ilhak ettiğini açıklamış, Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiş, Girit Yunanistan’a katılmıştı.

Memleket barut fıçısı gibiydi.

Tam da bu ortamda İttihatçılara yönelik eleştirileriyle tanınan Serbesti Gazetesi Başyazarı Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü'nde kurşunlanması, üstelik köprünün iki yanında da karakol bulunmasına rağmen katilin yakalanmadan ortadan kaybolması bardağı taşıran son damla olmuştu.

Tepki Hasan Fehmi’nin cenazesinde öfkeye dönüştü. İttihatçılara yönelik büyük bir protesto gösterisi yapıldı.

Tarihe “31 Mart Vakası” olarak geçen isyan tam da bu günlerde patladı.

Taşkışla’da bulunan 4. Avcı Taburu'ndaki askerler, bazı nizamiye birlikleri ve Beyoğlu Topçu Kışlasındaki askerlerle birleşerek sokağa aktılar. Volkan Gazetesi sahibi Derviş Vahdeti başta olmak üzere İttihat-ı Muhammedi Cemiyeti üyeleri ile Beyazıt ve Fatih Medreselerinin talebeleri de onlara katıldı. Ayasofya Meydanında mahşeri bir kalabalık toplandı. Meclis-i Mebusan binası işgal edildi.

İsyancılar İttihat ve Terakkinin ilgası, hükümetin istifası, ordudan tasfiye edilen alaylı subayların geri dönmesi gibi taleplerle gösterilerini sürdürdüler. Hükümetin ilk gün istifa ettiği olaylarda bir milletvekili, bir nazır ve yüzü aşkın kişi öldürüldü. Yıldız Sarayını bombalayacağı ithamıyla Asar-ı Tevfik Zırhlısı Kumandanı Ali Kabuli Bey, Abdülhamit’in gözleri önünde katledildi. Tanınmış İttihatçılar ya saklandılar ya da İstanbul’u terk ettiler.
Kargaşa 13 gün........

© Haber7