Kızarmış piliç tırı ve kızarmayan yüzler!
Tarihler 3 Mart 1992’yi gösteriyordu.
Süleyman Demirel “Başbakan”, Erdal İnönü ise “Başbakan Yardımcısı”ydı.
Zonguldak Kozlu’da bulunan taşkömürü madeninde, Türkiye kömür madenciliğinin en büyük facialarından biri yaşandı.
Madende mahsur kalan 263 işçi yanarak öldü.
Dönemin DYP-SHP koalisyon hükümeti, facianın 5’inci gününde yanan kömürün derdine düşerek, işçilerin cansız bedenlerini kurtarmaktan vazgeçti.
“Ocakta yangın söndürülemiyor, kömürümüz heba oluyor” diyerek, yangını söndürmek için madenin kapısına beton duvarlar ördü.
Ne iki lider ne de kabinedeki bakanlar, yaşanan facia sonrası olay yerine gitmeye bile tenezzül etmedi.
İçeride kalan yüz elliden fazla işçiden bazılarının cesetlerine ise ancak 5 yıl sonra ulaşıldı.
Bu elim kazadan sadece bir yıl sonra, takvimler 28 Nisan 1993’ü gösterdiğinde, Türkiye bir kez daha büyük bir facia ile sarsıldı.
İktidarda yine DYP-SHP koalisyonu vardı.
Ümraniye’de bulunan Hekimbaşı çöplüğünde, metan gazı sıkışması sonucu büyük bir patlama meydana geldi.
Patlamanın etkisiyle binlerce tonluk çöp yığını, gecekonduların üzerini örttü.
Faciada 39 kişi hayatını kaybederken, çöplerin arasına karışan 12 vatandaşımızın cesedi dahi bulunamadı.
Zahmet edip Kozlu’ya gitmeyen Erdal İnönü bu kez olay yerine gelerek kurtarma çalışmalarını izlemekle yetinirken, çöpü kaldırmak daha sonra İBB Başkanı seçilen Tayyip Erdoğan’a kaldı.
4 Ağustos 1996 tarihinde ise SSK Okmeydanı Hastanesi'nde “sarılık” teşhisiyle yatan Nagihan E. adlı bir kadın, güvenlik zafiyetinden istifade ederek gece yarısı hastaneye giren bıçaklı bir saldırganın tecavüzüne uğradı. Olay sonrası başlatılan soruşturmada, rezaletin bununla sınırlı olmadığı, aynı hastanede sadece dirilere değil ölülere de tecavüz edildiği ortaya çıktı. Hastanede temizlikçi olarak çalışan S. D. adlı bir sapık, hastanede vefat eden iki kadının morgda bekleyen cansız bedenlerini istismar etmişti. Bu utanç verici olay yaşandığında Sağlık Bakanı........
© Haber7
visit website