menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dildeki yareyi tedavi vakti!

26 0
31.10.2025

Yarın 1 Kasım…

1928 yılında yürürlüğe giren “1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilişinin, yani “Harf İnkılâbı”nın 97. yıl dönümü.

Resmi kaynaklar, Arap harflerinin yerine Latin esaslı Türk alfabesinin kabul edilmesini içeren mezkûr “devrim(!)”in temek amacının; “okuryazarlık oranını hızla yükseltmek” ve “eğitimi kolaylaştırmak” olduğunu yazıyor.

Bizim mahalle ise alfabe değişikliğiyle “ülkenin bir günde cehalete itildiği” ve “devriminin yapılmasının tek sebebinin toplumu İslam kültüründen koparmak” olduğu görüşü hakim…

Zaten doğrusu da bu!..

Arap harfleri var olduğu sürece, Türkiye’nin Osmanlı-İslam geleneğinden kurtulamayacağını, dolayısıyla “laik devrimlerin” gerçek manada oturmayacağını düşünen Cumhuriyet kadroları, “köklü bir kültür değişikliği”nin gerçekleşmesi için alfabenin değiştirilmesi gerektiğini biliyordu.

Nitekim “Biz harf inkılâbı yapmadık, belki inkılâbımızın harfini bulduk” diyen CHP’nin “Milli Şef”i İsmet İnönü, 1969 yılında Ulus gazetesinde yayımlanan hatıratında;

“Harf inkılâbı, sadece okuyup yazma kolaylığı için yapılmamıştır. Harf inkılâbını biz, kültürümüzü değiştirmek için yaptık. Artık eski yazıya dönülmeyecektir. Bunun manası, artık eski kültürle bağımız kalmadı, demektir. Harf inkılâbının bizlere tesiri ve büyük faydası, söylediğimiz bu kültür değişmesini kolaylaştırmış olmasıdır. İster istemez Batı kültürüne ve Batı medeniyetine yöneldik” itirafında bulunarak, bu tezi doğrulamıştır.

Tabii “Harf Devrimi”nin çok ağır bir faturası oldu.

Yüz yıllar boyunca kullanılan Arap harflerinin yasaklanmasıyla bir anda okuma-yazma oranı sıfırlandı.

Zengin kültür mirasımız ve kadim geçmişimiz kütüphanelerin raflarında, karanlık depolarda bir daha okunup anlaşılmayacak şekilde hapsedildi.

Arapça okuma-yazmanın yasaklanmasıyla birlikte bir........

© Haber7