30 yıllık koca bir destan!
Dün, vefatının 14. yılında dualarla andığımız merhum Necmettin Erbakan Hocamız, huzurlu bir toplumun ön şartının “müsbet medya” olduğunu vurgulayarak;
‘‘Medya dördüncü değil, birinci değil, tek kuvvettir” demişti.
Çünkü!
Müsbet medya düşüncesinin fiiliyata geçirilmesi için hem somut adımlar atan, hem de bu yönde atılan adımlara destek veren Erbakan Hoca, sürekli ötekileştirilen ve adeta “öcü” gibi lanse edilen İslâmi kesime yönelik yalan ve iftiraların önüne geçmenin tek yolunun milli bir medyadan geçtiğini biliyordu.
Bu yüzden, “Biz müsbet medyaya destek olmazsak, gözyaşının, zulmün, terörün müsebbibi oluruz” diyerek, dava arkadaşlarına sürekli Hakk’ı tutan, güzeli ve adaleti savunan bir medya kurmak mecburiyetinde olduklarını hatırlatıyordu.
İşte bu şuurla harekete geçen birkaç iyi adam, 1994 yılında, Türkiye’nin ilk “müsbet” TV kanalı Kanal 7’yi kurdu.
Türkiye’nin karanlık bir dönemden geçtiği, faili meçhul cinayetlerin vaka-ı adiyeden sayıldığı ve vesayetin hüküm sürdüğü bir dönemde, inanmış 50 kişiyle yayın hayatına başlayan Kanal 7, özellikle muhafazakâr kesim için adeta “nefes borusu” oldu.
Türk halkı, özellikle 28 Şubat sürecinde, mütedeyyin kesime yönelik estirilen zulüm fırtınasını Kanal 7 ekranlarından takip etti.
Dönemin kartel medyası devlet imkânları ile semirtilirken, siyasal, adli ve ekonomik linçe tabi tutulan ve kirli komplolarla susturulmaya çalışılan Kanal 7, tüm olumsuzluklara rağmen direnmeyi bildi.
Kökü dışarıda karanlık bir oluşum olan Türkiye Büyük Mason Locası’nda meydana gelen skandalları ve sapkın ayinleri dünyada ilk kez ifşa ettiği için masonların emrindeki cuntacıların ve siyasi uzantılarının ortak saldırısında maruz kalmasına rağmen pes etmedi.
Yayın belgesi, RTÜK yaptırımları, frekans tahsisi numaralarıyla faaliyet dışı bırakılmaya çalışıldı.
İmam Hatip okullarına ve Kur’an Kurslarına yaşattıkları akıbetin bir benzerini Kanal 7’ye yaşatmak için yüklenen vesayet odakları,
“Savcılar!... Ne duruyorsunuz, haklarında soruşturma açsanıza!” diyerek, dönemin brifingli yargısına “susturun şunları” talimatı verdi.
Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Yeşilçam artisti Fatma Girik’in sunduğu........
© Haber7
