menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Değiştik” diyen CHP’nin aklı hala 101 yıl öncesinde!

40 12
03.03.2025

Vasıf Çınar…

1896’da, Girit’in Kandiye şehrinde doğdu.

Babası, Bedirhanî aşiretinden Kaymakam Abdullah Hulusi Bey'di.

İzmir’de ikamete memur edilmiş Kürt asıllı bir aileden gelen Vasıf Çınar, Yunan işgaline karşı örgütlenen direniş hareketlerinde aktif rol aldı.

İzmir’in kurtuluşundan sonra İzmir Maarif Müdürlüğü’ne atandı.

Ardından, rejim muhaliflerinin ve İslam âlimlerinin önce idam edilip, bilahare yargılandığı İstiklal Mahkemelerinde “savcılık” görevinde bulundu.

1923’te ise Saruhan (Manisa) milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi.

Atatürk’ün çok güvendiği isimlerden biri oldu.

Cumhuriyetin ilanı, Saltanatın kaldırılması ve Hilafetin ilgası gibi Osmanlı’nın izlerini silmeye yönelik adımlarda etkili bir rol oynadı.

1924 yılında, 60 milletvekili arkadaşıyla birlikte “Tevhid-i Tedrisat Kanunu”nu önerdi.

“...Bir millet efradı ancak bir terbiye görebilir. İki türlü terbiye, bir memlekette iki türlü insan yetiştirir. Bu ise vahdet-i his, fikir ve tenasüt gayelerini külliyen muhildir. Teklifi kanunimizin kabuli takdirinde Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki bilumum irfan müessesatının merci-i yeganesi Maarif Vekaleti olacaktır. Bu suretle bilcümle, mekatipte bundan böyle Cumhuriyetin irfan siyasetinden mesul ve irfaniyatımızı vahdet-i his ve fikir dairesinde ilerletmeye memur olan Maarif Vekaleti müsbet ve müttehit bir maarif siyaseti tatbik edecektir…” diyerek, bu kanunun amacının “tek tip insan yetiştirmek” olduğunu açıkça itiraf etti.

Vasıf Bey ve arkadaşlarının Meclise verdiği Tevhid-i Tedrisat Kanunu, ilgili encümenlere gönderilmeden ve üzerinde tartışma dahi yapılmadan kabul edildi.

Yedi maddeden oluşan ve “öğretimi birleştiren” bu kanunun çıkmasıyla, bütün mektepler ve medreseler, Maarif Bakanlığı’nda toplandı.

Kanun kabul edildikten üç gün sonra, 6 Mart 1924 tarihinde ise Vasıf Çınar, Milli Eğitim Bakanı olarak atandı.

Çınar, bakanlığının 10. gününde, yani 16 Mart 1924’te yayımladığı bir telgraf emri ile kanunda “medreselerin kapatılması” ile ilgili sarih bir hüküm bulunmamasına rağmen bütün medreseleri bir günde kapattı.

Üstelik!..

“Bundan duyduğum zevk, Milli Mücadelenin o heyecanlı devirlerinde duyduğum en yüksek zevklerden daha........

© Haber7