menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’nin stratejik yükselişi: Dinamikler, vizyonlar ve gelecek tasarımı

6 0
29.05.2025

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gazetecilere “Benim tekrar aday olmak gibi bir derdim yok” dedi.

“Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Benim tekrar aday olma derdim yok’ ifadesi, bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir.” dedi, Devlet Bahçeli…

Diyorlar ki, MHP’nin bilge lideri Devlet Bahçeli neden Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na bir dönem daha devam etmesini istiyor?

Bunun nedenlerini hiçbir duygusallığa sapmadan, somut ve nesnel verilerle Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’si ve öncesini düşünerek hep beraber irdeleyelim…

Son yirmi yılda Türkiye, küresel jeopolitik ve ekonomik sistemde bir yükseliş hikâyesi yazmaktadır. Bu süreç, sadece nicelik ve büyüme rakamlarıyla değil; ekonomik dönüşüm, enerji bağımsızlığı, toplumsal yapının dönüşümü, uluslararası aktörlük kapasitesi ve özgün bir kalkınma paradigmasının inşası üzerinden okunmalıdır.

Türkiye’nin bu dinamik yükselişi, sürdürülebilirlik ve stratejik özerklik arayışıyla şekillenmekte ve "Türkiye Yüzyılı" vizyonu ile geleceğe güçlü bir tasarım sunmaktadır.

2000’li yılların başında, Türkiye ekonomisi hala geleneksel ve emek yoğun sektörlerin hâkimiyetindeydi. Ancak, 2002-2024 dönemi arasında uygulanan politikalar ve reformlarla, Türkiye’nin ihracatı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara yükselmiş; aynı zamanda sanayi yatırımları önemli ölçüde artmıştır. Bu yükseliş, yalnızca miktar olarak büyümeden ziyade, teknoloji odaklı teşvik oranlarının %3’ten 9’a çıkarılmasıyla niteliğe evrilmiştir.

Bu veriler, Türkiye’nin artık düşük katma değerli üretimden yüksek teknoloji ve katma değerli sektörlere kaydığını göstermektedir. Özellikle savunma sanayii ve bilişim teknolojilerinde yakalanan atılım, ekonominin yapısal dönüşümüne işaret etmektedir.

TEKNOFEST gibi gençliği teknolojiye yönlendiren platformlar, bu dönüşümün hem toplumsal hem kurumsal ayağını güçlendirmektedir. İnsansız hava araçları (İHA/SİHA) üretimindeki bilgi birikimi, savunma sanayinden tarım ve enerjiye kadar geniş bir alana yayılmaktadır. Böylece Türkiye, bilgi ekonomisine dayalı sürdürülebilir büyümenin altyapısını hazırlamaktadır.

Bununla birlikte, ekonomik dönüşüm sadece üretim ve ihracatla sınırlı kalmayıp, yeşil ve dijital dönüşüm stratejileriyle taçlandırılmıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu enerji verimliliği projeleri ve dijitalleşme hamleleri, Türkiye’yi 21. yüzyılın yeni ekonomik düzlemine uyumlu hale getirmektedir. E-Devlet uygulamalarının yaygınlaşması ve yapay zekâ destekli kamu hizmetleri, ekonomik büyümenin yanında kamu........

© Haber7