menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Terörün sonu, milletimizin yeni başlangıcı

11 0
19.05.2025

Silahların sustuğu, terör ve şiddetin sona erdiği, insanlar üzerindeki ipoteklerin kalktığı bir toplumda sözlerin önemi artar, kelimeler anlamını bulur, ifadelerin kudreti yerine gelir. O yüzden şimdi sözün, ifadenin, anlatma tarz ve tercihinin daha çok sorumluluk istediği bir dönemdeyiz.

PKK’nın silah bırakma ve fesih kararı, yalnızca bir örgütün sonu değil, Türkiye’nin son kırk yılına damgasını vurmuş güvenlik siyaseti paradigmasının da derin bir dönüşümüdür. Geldiğimiz noktada, terörle mücadelenin sadece askerî değil, aynı zamanda siyasal, toplumsal ve psikolojik katmanlarıyla ele alınması gerektiği açıkça görülmektedir.

Bu gelişme, devletin uzun vadeli stratejisinin, toplumun derin sabrının ve siyasetin zaman içinde olgunlaştırdığı kriz yönetiminin ortak bir sonucudur. Ancak bu noktadan sonra başarıyı sürdürülebilir kılmak için, sadece devletin değil bireylerin de, toplumun önündeki kişilerin de, toplumun bütün kesimlerinin de daha dikkatli, bilinçli ve daha sorumlu bir pozisyon alması kaçınılmazdır.

Siyaset bilimi literatüründe, terör ya da iç çatışmaların ardından gelen sürece “post-conflict transition” ya da “post-terror society” denir. Bu süreçte en az çatışma dönemi kadar belirleyici olan şey, toplumun kendisini yeni bir normalle nasıl inşa ettiğidir.

Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu meydan okuma da budur: Terörsüzlüğün sürdürülebilirliğini nasıl sağlayacağız?

Bu sorunun cevabı; sadece güvenlik tedbirlerinde ve siyasi aktörlerde değil, toplumsal yaklaşımlarda da aranmalıdır.

Hiç kuşku yok ki bu sürecin mimarı, milletimizin arzusu ve devletin aklıdır; bu aklı işleten kararlı, ısrarlı ve istikrarlı siyasi iradedir. Ancak nihai ve mutlak başarı, yalnızca krizleri yöneten aktörlerle değil; bu krizin içinde ve çevresinde........

© Haber7