Siyaset üretemeyen gürültü üretir...
Sürekli bu konularda yazıyoruz. Dilimizde tüy bitti. Ama görünen o ki, yazmaya da devam edeceğiz. Demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü önemsiyoruz. Milletimizin her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünüyoruz. Keza, muhalefetin de en iyisine…
Demokratik rejimlerde muhalefet partileri iktidarı denetleyen yapılar olduğu kadar siyasal sistemin sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez kurumlardır. Muhalefetin niteliği, doğrudan doğruya demokratik kültürün niteliğini belirler.
Bu nedenle muhalefet söyleminin içeriği, kullandığı dil ve başvurduğu argümanlar, sadece muhalefetin değil, bütün bir siyasal düzenin kalitesini etkilemektedir.
Konuya ülkemiz açısından yaklaştığımızda, son dönemde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sergilediği söylem tarzı, demokratik muhalefet anlayışıyla ciddi ölçüde çelişmektedir.
Özgür Özel’in hitabetinde gözlemlenen en belirgin husus, eleştiri ile hakaret arasındaki sınırın sürekli ihlal edilmesidir.
Siyasal eleştiri, demokratik toplumlarda meşru bir denetim mekanizmasıdır; ancak hakaret ve iftira, eleştirinin ötesinde, siyaseti yozlaştıran unsurlardır.
Özel’in sık sık bu tür yöntemlere başvurması, aslında muhalefetin entelektüel kapasite eksikliğini göstermektedir. Malum, hakaretin yoğun olduğu bir söylem, ikna etme kabiliyetini değil, öfke mobilizasyonunu hedefler. Bu ise, kısa vadeli politik kazançlar uğruna uzun vadeli siyasal itibarı tüketen bir yaklaşımdır.
Siyasal iletişim teorisi açısından bakıldığında, Özel’in dilinin bir “negatif siyaset” üzerine kurulu olduğu söylenebilir. Negatif siyaset, rakibin itibarını zedelemek üzerine kuruludur; fakat bu tür bir strateji, topluma alternatif bir vizyon sunamadığı için sürdürülebilir değildir.
Orta ve uzun vadede seçmen davranışında güven aşınmasına yol açar. Bu noktada Özel’in, kendi partisini ileriye taşıyacak kurucu bir vizyon üretmek yerine, iktidarı sürekli hakaret ve iftira ile yıpratmaya çalışması, muhalefeti “tepkisel” bir zemine hapsetmektedir.
Özgür Özel’in siyasal söyleminde en........
© Haber7
