menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Darbe çağıran muhalefet mi olur?

20 1
10.07.2025

Yolsuzluk ve yozlaşma batağına her geçen gün biraz daha fazla saplanan, kurtulmak için seçtiği yol nedeniyle çamurlaşan ana muhalefet partisi, şimdi de işi “sokak”, “meydan”, “darbe” gibi demokrasi ve hukuk devleti ile hiçbir şekilde bağdaşmayan bir yere doğru götürdü.

Yapmış oldukları fiillerden, haklarındaki iddialardan dolayı idari ve yargısal olarak hesap vermesi gerekenleri korumak için “düşman hukuku” saçmalığına sığınan, bağımsız Türk yargısı tarafından somut deliller, kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklananlar için “esir” ifadesi kullanan, cumhurbaşkanına darbeci, cuntabaşı, hükümete cunta gibi yakışık almaz nitelemelerde bulunan ana muhalefet genel başkanı var…

Oysaki demokrasilerde muhalefet, siyasal sistemin denge-denetleme işlevini yerine getiren, çoğulculuğun teminatı ve halk egemenliğinin sürdürülebilirliğinin sigortası niteliği taşıyan bir kurumsal aktördür.

Siyasal partilerin varlık sebebi elbette iktidara gelmektir ama bu süreci hukukun üstünlüğü ve demokratik süreçlerin sürekliliği içerisinde gerçekleştirmektir. Bu bağlamda muhalefetin söylem ve eylemlerinde, demokratik istikrarı zedeleyici tutumlardan kaçınması temel bir yükümlülük olarak ortaya çıkar.

Hukuk devleti, yasaların üstünlüğünü, keyfilikten uzak yönetimi ve temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını esas alır. Bu, iktidarın olduğu gibi muhalefetin de riayet etmesi gereken bir ilke setidir.

Muhalefet, iktidarı eleştirirken hukuk devletini aşındıran ve demokratik süreçleri işlevsizleştirmeye yönelik söylemlerden kaçınmalıdır. Meşru siyasal rekabetin sınırları, hukuka ve demokratik ilkelere sadakatle çizilir.

Ana muhalefet partisi genel başkanı, söylemlerinde, seçimle yenemediği, milletin büyük çoğunluğunun oyu ile iş başına gelmiş Cumhurbaşkanını, hükümetini “darbe” gibi demokratik süreç dışı yollarla değiştirmeyi ima eden ifadeleri ile demokrasiyle bağını ve hukuksal meşruiyetini yitirmektedir.

Bu tür ifadeler, hukuk devletini ve demokratik istikrarı doğrudan tehdit etmektedir.........

© Haber7