menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Azgın azınlık siyasetinin anatomisi

14 6
09.05.2025

Marjinal siyaset, toplumun değerleriyle kavgalı bir hatta yer alır. Merkezdeki çoğunlukla değil, ideolojik uçlarla temas kurar. Bu tarz, toplumun ana damarındaki inanç, gelenek ve kimliklerle bağ kurmaktan kaçınır; onların yerine, yerli değil sözde evrensel, milli değil küresel, çoğunluk değil azınlık tercihleriyle siyasal pozisyon üretir.

Örneğin; aile kurumunu, dini referansları veya milli hassasiyetleri aşağılayan ya da yok sayan politik çıkışlar, marjinal siyasetin tipik tezahürleridir. Böyle aktörler genellikle halkı değil, bir ideolojik grubun beğenisini hedefler.

Radikal siyaset, sistemin köküne dinamit koyma arzusu olarak da tezahür edebilir. Burada reform değil “devrim” isteyenler vardır. Mevcut anayasal düzeni, kurumsal yapıyı ve siyasi teamülleri yıkmayı amaçlar. Bu anlayış için sandıkla gelen iktidarlar, halkın seçimiyle oluşmuş kurumlar bile meşru değildir.

Çoğu zaman "ilericilik", "özgürlük", "sivil haklar" gibi kavramlarla süslenir ama özünde hedefi, mevcut yapıyı, anayasal düzeni, hukukun üstünlüğünü kökten ortadan kaldırmaktır.

Radikal aktörler, çoğunluğun iradesini temsil eden hükümeti değil, o çoğunluğu da hedefe koyar. Çoğunlukla çatışır, onu "cahil", "gerici", "güdülen kitle" gibi görür.

Çizgi dışı siyaset, teamülleri, geleneği, ahlakı aşındırmak üzere kodlanmıştır. Alışılmış olanı bilinçli şekilde ihlal eder. Nezaket dilinden, siyasi rekabetin etik sınırlarından uzak durur.

Parti içi demokrasi, yasa yapım süreçleri, kamu düzeni gibi sistemin denge mekanizmaları, bu........

© Haber7