İslam dünyası kendi söküğünü dikmeyi mi öğreniyor?
İslam dünyası uzun yıllar boyunca, her kriz anında gözlerini Batı başkentlerine çevirdi. Washington’dan gelecek bir açıklamayı bekler, Brüksel’den çıkacak bir bildirinin gölgesinde kader tayin etmeye zorlanırdı. Filistin’de barış, Gazze'de ateşkes umudu bile önce Beyaz Saray’ın masasından geçmeliydi. Afganistan, Pakistan, Ortadoğu’nun sair yerleri, Asya ve Afrika’nın bazı bölgeleri, hatta bir zamanlar Azerbaycan, Balkanlar… Müslüman nüfusun hedef alındığı tüm katliamların son bulması, çatışmaların dinmesi ya da gerilimlerin yumuşaması, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ya da İslam Konferansı Örgütü’nün değil, Batı veya Batı dışı emperyal güçlerin gölgesine mahkûmdu. Bu tablo bütünüyle mazide kalmış değil. Keşke öyle olsa!
Ancak son dönemde sahada farklı bir fotoğraf netleşiyor: Her ne kadar İsrail tarafından defalarca ihlal edilmiş olsa da, Türkiye ve Katar’ın aktif ara buluculuğunda şekillenen İsrail-Gazze ateşkesi, Batı ülkelerini dekor mahiyetine indirgeyen yeni bir zihniyetin filizlendiğini gösteriyor. Yine aynı şekilde Afganistan ve Pakistan arasında sağlanan ateşkeste de Ankara ve Doha’nın diplomatik masadaki belirleyiciliği, “Artık bu coğrafya kendi söküğünü dikmeyi mi öğreniyor?” sorusunu akla........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein