Siyasetin çıbanlı çocuklarına öneriler
Herkesin bildiği fıkradır…
Hoca bindiği dalı kesmektedir. O sırada yoldan geçen biri telaşla seslenir:
“Ne yapıyorsun hocam! Bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!..”
Hoca duymazdan gelir ve kesmeye devam eder. Bir süre sonra da yere yuvarlanır. Can havliyle yerden kalkar ve düşeceğini söyleyen adama döner:
“Sen erbâb-ı mükaşefeden bir adamsın. Mademki, düşeceğimi bildin, öleceğim vakti de bilirsin. Öleceğim zamanı bana haber ver!”
Etrafımız bindiği dalı kesenlerle dolu. Tam kesemese de elindeki testereyi sürekli dala sürtüp ahengi, düzeni bozmakta.
Bindiği dalı kesenin düşeceğini bilmek için illa erbâb-ı mükaşefeden olmak mı gerekir?
***
Erbâb-ı mükaşefe ne demektir?
Gizli şeyleri bilen, onu ortaya çıkaran ve izhar eden demektir.
Kendilerinde esrarengiz güçler olduğunu vehmeden…
Bozuk plak gibi sürekli aynı nakaratları söyleyen…
Ve fakat gerçekte yeni hiçbir şey söylemeyen, söyleyemeyen bir güruh, ülkenin pimini çekmek için hoyratça, ahmakça, aymazca birbirleriyle yarışmakta.
Hırsızlığı tescil edilmiş ve bu sebeple tutuklanmış birileri için ‘özgürlük’ çağrıları yapan…
Bunun için insanları sokağa çağıran bir siyasî akıl (!) sizce hangi hakikatin sırrına ermiş olabilir?
Birisi gelip size öfkeli bir ses tonuyla “şundan dolayı bütün yolları kapatmışlar” dese…
Bu muhalife gerçekleri söyleyerek itiraz etseniz ve “hayır, sadece 13 noktada yollar kapatılmış” deseniz, hemen iktidar yanlısı olarak yaftalanırsınız.
Ya da “iyi insansın ama seninle kafamız uymuyor” diyen birine karşı nasıl bir tutum takınırsınız?
Zorlanırsınız eminim…
Çünkü kafamızda şablonlar var. Bu şablonları........
© Haber7
