Suriyeliler giderken…
Bundan aylar önce, Kayseri’deki sığınmacılara yönelik menfur provokasyon sonrasında, bu iç acıtıcı gelişmelere dair bir yazı yazmıştım.
Bu vefalı milletin ana damarından uzak hatta o damara ölesiye düşman, kalbi nefretten çürümüş, insaniyetini yitirmiş ve insanlık tarihinin en aşağılık suçlarından birisi olan faşizm bataklığına saplanmış birileri, sırf düşman oldukları iktidar zarar görsün diye ülkemize sığınan insanlara bilerek, gözeterek ve kasten zulmediyorlardı.
Suriye’deki devrim sonrasında Rusya ve İran destekli Esed rejiminin ülkede işledikleri insanlık suçlarına dair tüyleri diken diken eden gerçekler su yüzüne çıktı.
1 milyon civarında insan katledilmiş, sayıları yüzbinlerle ifade olunan insan, Sednaya Hapishanesi başta olmak üzere birçok işkence hanede zulüm ve işkenceye maruz kalmış, kadınlara tecavüz edilmiş, çocuk denecek yaştaki insanlar insanlık dışı muamele görmüş…
Bu somut deliller sonrasında anlaşıldı ki sığınmacılar, ölümden ve zulümden kaçmışlardı.
“Araplardan bize ne?” diyecek kadar insaniyetten mahrum bir kitle, bu hayati derecedeki önemli gerekçeyi görmezden gelerek söz konusu insanları ölüme ve zulme geri döndürmeye çalışıyorlardı.
“Gitsinler” derken aslında; “ölsünler ve işkence görsünler, bundan bize ne” demek istiyorlardı.
İşin tuhafı dün, “Araplardan bize ne” diyen güruh bugün, ortada zulüm ve katliamın esamisi bile okunmazken sırf Suriye’deki devrime olan düşmanlıkları nedeniyle ve ideolojik gerekçeyle bir bardak suda fırtına koparıyorlar.
Bu hususu ayrıntılı bir biçimde başka bir yazıda kaleme almak üzere şimdilik noktalıyor ve kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Gitmesini istedikleri insanlar şimdilerde memleketlerine........
© Haber7
