Türkiye Çin olma yolunda mı? Teknoloji ve Sanayi Politikaları üzerinden bir değerlendirme
Türkiye son yıllarda izlediği ekonomik model, yönetim tarzı ve toplumsal dönüşümle birlikte Çin’e benzetilmeye başlandı. Bu benzetme bazıları tarafından bir eleştiri, bazıları içinse stratejik bir kalkınma modeli olarak görülüyor. Elbette her yönüyle birebir bir benzerlik kurmak mümkün değil; fakat küresel eğilimler ve iç politikalar ışığında Türkiye’nin Çin’e yaklaşan yönleri ve farklılıkları dikkat çekici bir tablo oluşturduğu gözleniyor.
Genç ve Dinamik Bir Nüfus, Yükselen Bir Sanayi Hamlesi
Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu, Çin’in kalkınma dönemindeki demografik avantajlarını hatırlatıyor. Ancak aynı oranda kurumsal yapı, eğitim düzeyi ve üretim teknolojisinde bazı eksiklikler de göze çarpıyor. Yine de Türkiye’nin son yıllarda yaptığı hamleler bu farkı kapatma yolunda hayli mesafe aldığını açıkça ortaya koyuyor.
Teknoloji ve Sanayi Politikalarında Ortak Hedefler
Çin’de teknoloji şirketleri doğrudan devlet desteğiyle büyütülürken, Türkiye’de özellikle savunma sanayi, iletişim ve dijital güvenlik alanlarında benzer bir model izleniyor.
Bayraktar TB2, TOGG, Türksat 6A gibi projeler, Türkiye’nin kendi teknolojik gücünü inşa etme çabasını simgeliyor. Ancak Türkiye, Çin kadar devletçi olmayan özel sektör yapısıyla daha esnek bir modele sahip. Bu durum, inovasyonun daha özgür bir zeminde gelişmesine de olanak tanıyor.
"Yerli ve Millî" Politikalar ve Küresel Konumlanma
Çin'in “Made in China 2025” stratejisi, küresel teknolojide liderliği hedefledi. Türkiye de benzer şekilde, savunma sanayi başta olmak üzere “yerli ve millî üretim” vurgusuyla kalkınma stratejisini şekillendiriyor. Bu yaklaşım takdir toplarken, diğer alanlara da yayılmasının gerekliği sağlanmalıdır..
Kolektivizm mi, Bireycilik mi?
Çin kolektivist ve itaatkâr bir toplum yapısına sahipken, Türkiye daha bireyci ve tepkisel bir kamuoyuna sahiptir. Bu durum, Türkiye’de toplumsal dönüşümlerin daha hızlı ve dinamik yaşanmasına olanak tanıyor. Kamuoyunun aktif olması, yönetimde denge unsuru olarak önem kazanıyor.
Elbette ilk bakışta bireycilik, rasyonel ve demokrat bir tarz gibi gözükse de Teknoloji, Üretim ,Bilgi kullanım ve Bilgi üretiminde modern kalkınma ve tümleşik disiplinlerinde iyi çalışmadığı görülmektedir. Bu durum ülkemiz için eksiklik olarak değerlendirilebilir.
Bilgi üretimi, Kullanımı ve Faydalı Patentler mukayesesi:
Çin / Türkiye :
Çin, Ürettiği faydalı patent sayısı 2 milyon, Türkiye 5.500 ticarileşme oranı sadece % 3 ? (dünya........
© Haber7
