Mahremiyet ve grünmeyen kayıtlar (Özgürlük ve dijital tutsaklık)
Cep telefonunuzu kullanıyorsanız, bir algoritmanın içinde olduğunuzu bilmelisiniz.
Konumunuzdan ruh hâlinize kadar her şey izleniyor. Ama kimin izlediğini bilmiyorsunuz. Sosyal medya hesapları, e-devlet kayıtları, kredi kartları, Konum bilgileri, beğenileri, sağlık kayıtları, alışveriş tercihleri ve hatta ruh hali bile algoritmalar tarafından takip ediliyor. Kayıtları tutuluyor. Ancak kullanıcılar, bu verilerin kimin elinde olduğunu ve ne amaçla kullanılacağını bilmiyor.
Her dokunuşumuz, her beğenimiz, her adımımız artık bir veriye dönüştü. Bu verilerle bizi bizden daha iyi tanıyan algoritmalarla üretildi. Amaç sadece reklam göstermek ve yönlendirmek değil. Düşüncelerimiz yönlendiriliyor, seçimlerimiz kurgulanıyor, ruh hâlimiz bile kodlara dönüştürülerek manipüle ediliyor.
Eskiden özgürlük; konuşabilmek, yazabilmek, istediğini seçebilmekti. Günümüzde insanlar gözetlenmeden yaşayabilmek istiyor. Birey, gönüllü bir şekilde dijital Panoptikonun içine mi girdi ?. "Parmak izimizi, sesimizi ve hatta duygularımızı değeri tartışmalı bir 'konfor' karşılığında kimlere teslim ediyoruz?
Günümüzde gerçek özgürlük artık sadece düşüncede değil, verinin kontrolünde mi yatıyor acaba? Bireyler gizliklerini kaybetti de farkında mı değil?
Yapay zekâ bugün; işe alım süreçlerini, kredi notlarını, haber akışlarını, siyasi gündemi ve mahkeme kararlarını bile etkilemeye başladı. Buradaki asıl sorun şu: Bu sistemlerin nasıl çalıştığını bilmiyoruz. Karar mekanizmaları şeffaf değil. Hatalı kararlar verirse, itiraz edemiyoruz. Bu tehlikeli gidişatı değiştirmemiz mutlu ve dingin bir hayat için gerekli hale geldi.
Dijital Koloni mi Oluyoruz?
Yapay zekâ altyapıları, büyük ölçüde yabancı teknoloji devlerinin elinde. Türkiye gibi ülkeler bu teknolojileri tüketiyor ama yeterince üretmiyor.
Dijital egemenlik olmadan gerçek bağımsızlık olabilir mi ?
Yarın, hangi haberi göreceğimize, neye inanacağımıza, hangi lideri seçeceğimize bile yabancı yapay zekâ sistemleri karar verirse… Bu, bir tür işgal değil midir?
Yapay zekâ yasası olmayan ülkeler, gelecekte hukuksuz bir dijital sömürge hâline gelebilir.
Türkiye'nin bu alanda şeffaf, denetlenebilir, etik ilkelere dayalı bir yapay zekâ politikası geliştirmesi kaçınılmazdır.
Eğitim sisteminden hukuk düzenine, savunmadan medyaya kadar her alanda bu dönüşüm tasarlanmalıdır.........© Haber7
