Küreselleşme ve tam bağımsızlık
Bağımsızlık mücadelesi veren devletlerin çoğu, sadece mevcut küresel düzenin kurucusu, eski yöneticisi dünya güçlerine karşı değil, yeni küresel düzenin kurumlarına ve kurallarına karşı da savaşmak zorunda kalmaktadır. Bu bağlamda bağımsızlık tartışılır hale gelmiştir.
Devleti ‘millet’, ‘vatan’ ve ‘hukuk’ bileşenleriyle ele alacak olursak günümüz dünyasında bağımsızlık ne anlama gelir? Başta söylemek gerekirse bu yazıda cevaplamaya çalıştığım soru budur.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’İN MEŞRUİYETİ
Soğuk Savaş döneminde bağımsızlık hareketleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu masasında oturan dünya güçlerinin rekabetinin ve ideolojik mücadelesinin bir aracı haline gelmişti.
İki milyara yaklaşan demografisine rağmen İslam alemi, hala BMGK’de temsil edilmemektedir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, ABD, İngiltere ve Fransa gibi Batılı dünya güçleri, bağımsızlık kazanan ülkeleri ekonomik araçlarla kendilerine bağımlı hale getirirken, Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti gibi doğulu dünya güçleri sosyalist rejimleri destekleyerek kendi nüfuz alanlarını genişletmeye çalıştı..
Günümüzde bile sözkonusu eski bağımlılık ilişkilerinin izlerini görmek mümkün. Soğuk Savaş döneminde kurulmuş Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (İMF) gibi uluslararası ilişkilerde aktör olmuş kurumlar, ekonomik bağımsızlıklarını tam olarak elde edememiş ülkeleri, finansal yardımlarla kontrol altında tutuyor.
Oysa Ortadoğu’da petrol politikaları bağımsız devletlerin hareket alanını ciddi şekilde........
© Haber7
