KKTC’nin uluslararası toplum ve devletler nezdinde statüsü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) uluslararası toplum ve devletler nezdinde statüsünü; İslam dünyası ve Türk devletlerinin kendi içlerinde bağımsız kararlar alamaması durumunu değerlendireceğim bu yazıda ve bunu yaparken dünya sistemi paradigmasını kullanacağım..
Dünya sistemi teorisi, modernleşme ve kapitalist kalkınma eleştirisinde baş vurulan önemli paradigmalardan biridir. Uluslararası pazarlara sistemsel bir bakış açısı sağlama ve temel analiz birimi olarak ulus-devlet yerine makro boyutta dünya sistemi yaklaşımı benim anlayışıma da yakındır. Dünya sistemi yaklaşımıyla toplumsal değişim ve küresel düzen daha anlaşılır hale geliyor.
KKTC’NİN ULUSLARARASI TOPLUM VE DEVLETLER NEZDİNDE STATÜSÜ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 15 Kasım 1983'te bağımsızlığını ilan etmesinin ardından BM Güvenlik Konseyi, üç gün sonra 18 Kasım'da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınadı. Türkiye bağımsızlık kararı sonrasında KKTC'yi tanıdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sadece Türkiye tarafından tanınmakta, diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmamaktadır. Ülke, hukuken Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlıdır. Birçok devlet ve uluslararası kuruluş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni facto (fiili) devlet olarak tanımlamaktadır.
Buna karşılık, uluslararası camianın Kıbrıslı Türklere karşı tutumu 2004'teki Annan Planı oylaması sonucu sempatiye dönüşmüştür. Bu sayede, KKTC devleti/kurumları bazı uluslararası politik, sportif, bilimsel, turistik ve kültürel örgütlere üye olmuşlardır.
Pakistan ve Bangladeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıdıktan sonra, ABD ve İngiltere’nin baskıları ile bu kararlarından vazgeçtiler. 18 Kasım 1983’te de BM Güvenlik Konseyi 541 sayılı kararı ile üye ülkelere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanını tanımama çağrısı yapıldı. Türkiye ve KKTC, kararda geçen ifadeye ("calls upon", "directs" değil) dayanarak, son kararın üye ülkelerde olduğu görüşünü savunmaktadır.
BM ve AB, bazı KKTC kurum ve kuruluşlarını yasal olarak kabul etmektedir. Örneğin, 1974 sonrası yapılan mübadelede adanın kuzeyinde toprakları kalan Rumlara, bunlara karşılık olarak güneyde kalan Türk arazilerini veren KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından resmen bir iç hukuk yolu olarak kabul edilmiştir.
Bazı devletler ve uluslararası kurumlar, KKTC........
© Haber7
