menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İ’lâ-yi kelimetullahı gerçekleştirebiliyor muyuz?

6 0
23.07.2025

Hz.Ali radiyallahu anh bir harpte hasmını yere yatırır. Boynuna basıp tam kafasını vücudundan ayıracağı sırada, yerde yatan adam Hz.Ali radiyallahu anhın yüzüne tükürür.

Bunun üzerine Hz.Ali radiyallahu anh adamın üzerinden kalkar. Bu hale şaşıran adam merak eder. ‘Beni öldürmekten niçin vazgeçtin?’ diye sorar. Hz.Ali radiyallahu anh ‘Ben seni Allah rızası için öldürecektim. Sen benim yüzüme tükürünce sana sinirlendim. O sinirle seni öldürseydim, Allah rızası için değil, kendi kızgınlığım için öldürmüş olacaktım. O zaman da sevap kazanamayacaktım. Onun için öldürmekten vazgeçtim’ der..

Adam şaşkındır. ‘Ben seni kızdırıp bir an önce beni öldürmeni düşündüğümden yüzünüze tükürmüştüm. Derhal öldürürse, fazla acı duymam diye düşünmüştüm’ der. Adam, Hz.Ali radiyallahu anhın büyüklüğüne hayran kalıp Müslüman olmuştur..

İslam’da savaşın amacı, nefisle mücadele, İslam’a davet ve düşmanla savaşma, kısaca i’lâ-yi kelimetullahtır..

İ‘LÂ-Yİ KELİMETULLAH KAVRAMI

Sözlük anlamı, Allah kelimesini yüceltmek demek olan "i'lây-ı kelimetullah", ıstılahta Allah'ın adını veya İslâm dininin tevhid akîdesini şanına uygun bir biçimde yüceltip yayma manasına gelir. Bu terim "cihat" kelimesiyle de ifade edilmektedir. İ‘lâ-yi kelimetullah kavramı, Allah’ın dininin ve tevhid inancının yüceltilip yaygınlaştırılması yolunda gösterilen gayret ve faaliyetleri kapsamakta, cihad ve savaş kelimeleriyle birlikte Kur’ân-ı Kerîm’de sıkça zikredilen “fî-sebîlillâh” (Allah yolunda) kavramıyla yakından ilgili bulunmaktadır.

Müslümanları düşmanlara karşı Allah yolunda savaşa teşvik eden bir âyette Allah’ın, Peygamber’ine yardım ederek kâfirlerin kelimesini (küfür, şirk) alçalttığı, Allah’ın kelimesini de (tevhid) yücelttiği ifade edilir (et-Tevbe 9/40).

Bazı insanların ganimet, bazılarının şöhret, bazılarının gösteriş için savaştığı, hangisinin Allah yolunda olduğu Resûl-i Ekrem’e sorulunca yalnız Allah’ın kelimesinin yüceltilmesi için savaşanın Allah yolunda olduğunu belirtmiştir (Buhârî, “Cihâd”, 15; “Tevḥîd”, 28; Müslim, “İmâre”, 149-151).

Peygamber Efendimiz, gerçek manada Allah uğrunda cihat edenin kim olduğu sorusuna cevap verirken şöyle buyurmuştu: "Sadece Allah'ın adı yüce olsun diye (i'lay-ı kelimetullah için) cihat eden kişi Allah yolundadır" (Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 281-282). "Fazilet yönüyle insanların hangisi daha üstündür?" sorusuna "canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan mümindir" (Buhârî, Cihâd, 2) Hz. Peygamber Allah yolunda cihat eden kişinin savaş alanında şehit olması halinde Allah'ın inâyeti ile hesapsız ve azapsız derhal Cennete gideceğini, şehit düşmeyip evine sağ salim döndüğü takdirde, eli boş değil, ya ecir ve sevapla veya hem sevap, hem de ganimetle döneceğini" (Kâmil Miras, Tecrid, VIII, 256) bildirir.

BARIŞ YOLU VE SAVAŞ

İslâm'da cihadın manası, ilâyı kelimetullah uğrunda ve İslâmî bir toplum sergileme yolunda elden gelen gayreti göstermektir. Bu cihattan ilk planda meşrû müdafaa demek olan, malın, ırzın, hayatın müdafaasından da öte; İslâm toplumunun oluşmasına engel olabilecek her şeyi ortadan kaldırmak, dinî hürriyeti elde etmek ve sonuçta İslâm toplumunu tesis etmek için ilahi düzeni kurmak, Allah'ın hâkimiyetini sağlamak ve emirlerini uygulamak için yapılan çalışma ve uğraşılar anlaşılır.

Ancak Müslümanlar kesinlikle savaşı ve düşman ile karşılaşmayı arzu etmez; fakat savaş söz konusu olduğunda da ellerinden gelen gayreti sarf ederler. Allah Teâlâ, saldırgan tarafın barış isteğinin kabul edilmesini Müslümanlardan şu ayet ile ister: "Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de yanaş ve Allah'a güven. O şüphesiz işitir ve bilir" (el-Enfâl, 8/61).

Bir hadis-i şerif bu konuya açıklık getirmektedir: "Düşmanla karşılaşmaya pek istekli olmayın, fakat Allah'tan selamet........

© Haber7