menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kayseri notları!

11 1
25.07.2025

Hafta sonu Türkiye’nin her bölgesinden gelen kültür adamlarıyla Kayseri’de buluştuk. Kültür politikalarını, maarif davamızı, dünümüzü, bugünümüzü ve yarınlarımızı konuştuk.

Ortak dertleri taşıyan münevverlerin başlıca sorunlara yönelik kalıcı çözüm önerilerini dinledik. Memleket meselelerini masaya yatırıp ayrıntılarıyla irdeledik. Sivil alanı diri tutarak ülkenin yükünü nasıl alabiliriz diye kafa yorduk.

Hiçbir zaman kendimizi alacaklı gibi hissetmediğimiz Türkiye’mize borcumuzu nasıl öderiz sorusunun cevabını aradık. Dinimizin ve dilimizin müdafisi merhum ve mağfur Mehmet Doğan’ın vasiyetine sadık kalarak kendimize yeni ödevler verdik. Türkiye Yazarlar Birliği’nin ikinci elli yılında kültürel cephede yapılacak çalışmaların yol haritasını belirledik.

İki gün boyunca aydınlarla kesintisiz fikir mesaisi yaptık.

Aynı zamanda ölümsüz bir şarkının peşinde, aynı ufka doğru yürüyen dostlarla bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadık. Hal hatır sorduk, dertleştik, dâvâya dair yoldaşlığımızı yeniledik.

KÜLTÜR BELEDİYECİLİĞİNDE ÖNCÜ BİR İSİM

Dolu dolu geçen programa ev sahipliği yapan Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ı özellikle anmak isterim. Kısıtlı imkânlara rağmen gösterdiği sahiplenici tavır ve gönülden ev sahipliği, bu organizasyonu sadece teknik olarak değil, anlam olarak da zenginleştirdi.

Yalçın, klasik belediyecilik anlayışının ötesine geçerek, şehri yalnızca yol, kaldırım ve betonla değil; kitapla, sanatla, fikirle inşa etmeye girişmiş. Onun kültür ve edebiyat dostu kimliğini Talas’ta yıllardır yürütülen nitelikli kültürel faaliyetlerden biliyoruz.

Kültür belediyeciliğini Talas’ta başarılı bir şekilde uygulayan Mustafa Yalçın Kayseri misafirperverliğinin de en güzel örneğini bize gösterdi. Akşam Yaman Dede Konağı’nda sabah Osmanlı kültür sokağında yanımızdan hiç ayrılmadı. Anadolu’nun dört bir yanından gelen yazarlar keşke bizim de böyle bir belediye başkanımız olsa demekten kendini alamadı.

Başkanın gösterdiği bu örnek duruş, şehirlerimizin sadece fiziki değil, ruhi imarına da öncülük eden bir anlayışa ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu göstermektedir. Sadece bir kısmına şahitlik ettiğimiz güzel hizmetleri daim olsun İnşallah.

SAHAFLAR ÇARŞISI

Sahaflar Çarşısı denilince akla hemen İstanbul gelir. Yıllar içinde değişime uğrasa da Sahaflar Çarşısı’nın kültürümüzde ayrı bir yeri var. Bugün sembolik olarak bile olsa korunması, yaşatılması gerekir diye düşünüyorum.

Şeyhü’s-sahhafîn merhum Muzaffer Ozak, sahaflık için; “Ölmüş insanların terekelerini, ölecek insanlara satma sanatıdır.” dermiş.

Meşhur sahaflardan Raif Yelkenci, yazma eserler bulunmayan yerlere sahaf denilmeyeceğini söyler.

Tabelasında Sahaf yazılan yerlerde artık ikinci el kitap satılıyor. Nadir eserler bulmak imkânsız gibi. Talas’ta açılan Sahaflar Çarşısı da nostaljik bir anlam taşıyor. Kayseri’de misafir olan yazarlarla açılışına katıldık. En azından sahaf kavramının canlı tutulması açısından bile tebrik edilesi bir durum. Kitapçıların bir arada bulunması Kayserili okurlar için bir şans.

TÜRKÇE SOKAĞI

Bir milletin dili, sadece konuşma aracı değil; aynı zamanda geçmişin birikimi, geleceğin teminatıdır. Dil, hafızadır; ruhu olmayan milletin dili de kalmaz, sesi de… Dil giderse il de gider, gelecek de gider. Bu sebeple millet olarak topyekûn Türkçemize sahip çıkmak zorundayız.

Türkiye’nin savunması dilden başlar. Türkçe bizim manevi vatanımızdır. Tabelaları kuşatan yabancı kelimeler sinsi bir istila ve kültürel işgalden başka bir şey değildir. Bu konuda yerel yönetimlere büyük iş düşmektedir.

Türkçesi varken kimlik bunalımının göstergesi olan özenti kelimelere izin verilmemelidir. Bize düşen, bu güzel dili günlük hayatın her alanında doğru ve özenli kullanmaktır. Çünkü Türkçeyi korumak sadece bir dil meselesi değildir; bu, aynı zamanda kimliğimizi, kültürümüzü ve benliğimizi koruma mücadelesidir.

İşte böyle bir vasatta umut veren bir girişim olan Türkçe Sokağı Projesi’ni Talas’ta görmek bizi ziyadesiyle mutlu etti. Türkçenin yaşaması, yaşatılması ve özellikle genç nesillere doğru bir şekilde aktarılması için başlatılan bu çalışma, dil hassasiyetinin geliştirilmesi adına çok anlamlı olmuş.

Sokağı gezen bir genç sadece tabelalara asılan beyitleri ezberlese bile dil zevki ve şuuru kazanır.

ÇANAKKALE MÜZESİ

Talas’a gelmek hepimize iyi geldi. Burada taş bile konuşuyor; geçmişin tanığı olmuş her duvar, her yapı bir şeyler anlatmak ister gibi. Açık hava müzesi gibi olan Talas’ta yeni müzeler görmek bizi ayrı bir heyecanlandırdı.

Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın öncülüğünde kurulan “Çanakkale’den Cumhuriyet’e 100. Yıl Müzesi” muhteşem bir hizmet olmuş.

Osmanlı Kültür Sokağı’na kurulmuş bu müze; sanki Çanakkale’nin dumanı hâlâ tüten siperlerinden alınmış bir avuç toprak gibi duruyor. Müzede sergilenen eserlerin her biri bir şehidin hatırası gibi dokunuyor insanın yüreğine.

Erciyes Üniversitesi’nden emekli öğretim görevlisi Ahmet Nedim Kilci’nin yirmi yıllık çabasıyla toplanan bu emanetler, yalnızca birer savaş malzemesi değil; mazinin şanını bugüne taşıyan sessiz şahitler.

Müze sadece geçmişi anlatmakla kalmıyor, geleceği inşa etmeye de katkı sunuyor. İçindeki ihtisas kütüphanesiyle, yapılan faaliyetlerle genç dimağlara Çanakkale ruhunu nakşediyor.

Tarihin birikimi, bugünün diliyle anlatılıyor. Çıkınca bir müzeden çıkmış gibi değil, cepheden yeni gelmiş gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Emek ve yürek verenler var olsun.

KİTAP DOSTU BİR BAKKAL

Talas’ta güzel bir insanla tanıştık. Sahaflar Çarşısı açılışında izleyicilere sorular sordu. Bilenlere kitap hediye etti. Bunu öyle bir incelikle yaptı ki herkesin dikkatini çekti. Maksadının sorularına cevap aramaktan ziyade insanların eline kitap ulaştırma gayreti olduğu belliydi. Adı Ali Peker olan bu güzel insanı tanıyınca daha çok sevdik. Çok ilginç bir hikayesi var.

Ali Peker bir bakkal. Ama sıradışı bir bakkal. Seneler önce Sanayi Sitesi’nde çalışan çocuklara kitap sevgisi aşılamak amacıyla dükkânının camına genel kültür soruları asmaya başlar. Bu sorulara doğru cevap veren çocuklara çikolata veya meşrubat gibi küçük hediyeler vererek ilgilerini canlı tutmayı başarır. Proje kısa sürede büyük ilgi görür. Hayırsever Kayserililer kitaplara sponsor olur.

Bu yoğun ilgi, onu yerel bir televizyon kanalı olan Kay-TV’de haftalık bir yarışma programı yapmaya sevk eder. “Bakkal Camından Renkli Cama” adlı programda, genel kültür sorularına doğru cevap veren izleyicilere kitaplar gönderir. Böylelikle on binlerce insana kitap ulaştırır.

Kitaba, kelama, düşünceye, irfana kıymet veren bir adam Ali Peker. Horasan erenlerinin mayalama vazifesini bu çağda farklı metodlarla devam ettiriyor.

Kayseri ve özellikle Talas kültürüne hakim olan Ali Peker, kitapla birlikte etrafına ışık saçıyor, güzellik yayıyor. Onun gibi güzel insanlar sayesinde bu toprakların umudu hep diri kalıyor.

KAYSERİ BASINI

Kayseri, yerel medya alanında oldukça dinamik bir şehir olarak öne çıkıyor. Gazeteler, televizyon kanalları, radyo yayınları ve dijital haber siteleri, şehrin kültürel ve sosyal

© Haber7