Fatih Altaylı’nın boş koltuğu
Karakter sorunu yaşayan bu tiplerin neredeyse tamamı, milletimizin temel değerlerine karşı olumsuz bir tutum sergilemekten geri durmamıştır.
Sisteme yaranmak, egemenlere yakın durmak isteyenlerin ilk hedefi her zaman Müslümanlar olmuştur. Dine ve dindarlara yönelik söylemleri üzerinden kariyer elde edenlerin sayısı az değildir.
Hayat, insanlara rahmetle ya da lanetle anılmak arasında bir tercih sunuyor. Kimileri nefsine ve hırsına kapılarak hakka karşı savaş açarken, kimileri de bedeli ne olursa olsun hakikat uğruna mücadele veriyor.
Bir dönem arkasına bazı çevreleri alarak topluma karşı aslan kesilenlerin şimdilerde yerlerinde yeller esiyor.
Kriz ve kırılma dönemlerinde kalemlerini çıkarları için kullananların, millete sırtını dönenlerin ebedi kaybedenler olduğunu defalarca gördük.
Özellikle darbe dönemlerinde zalimi mazlum, mazlumu zalim gösterenlerin bugün darbecilerle birlikte adları olumsuz şekilde anılıyor.
Egemenlerin manipülasyonlarında ve sosyal operasyonlarında en çok kullandıkları figürler gazeteciler olmuştur.
“Hak namına haksızlığa ölsem tapamam” diyen, ilkesinden taviz vermeyen insanları etkisiz hale getiremeyeceklerini bilenler, ihtiyaç duydukları kişileri zayıf karakterlerden seçmiştir. İşlerine en çok yarayanları ön plana çıkarmak konusunda ise oldukça cömert davranmışlardır.
Etki ajanlığı yaparak yönlendirici faaliyetlerde bulunanların kendilerini gizlemek için kullandıkları en etkili sıfat ise gazeteciliktir. Deşifre olduklarında “Gazeteciyim, işimi yapıyorum” bahanesi ise büyük bir yalanın parçasıdır.
Ülkemizde ne yazık ki bu tür kişilerin sayısı, mesleğini namusuyla yapan gerçek gazetecilerden çok daha fazladır.
Dış desteklerle faaliyet yürüten, medya aracılığıyla toplum mühendisliğine soyunanların, ülke güvenliği açısından büyük risk oluşturduğunu........
© Haber7
