Gece saat 00.44. Televizyonların alt yazılarında bir son dakika dönüp duruyor. “Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ ‘casusluk soruşturması’ kapsamında tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.”

Ayrıntıları haber7.com’dan okuyorsunuz. Çok ilginç günlerden geçiyoruz. Çok acayip ilişki biçimlerine şahitlik ediyoruz.

Ne var ki “Hafızayı beşer nisyan ile malüldür” demiş atalarımız.

Bugün şaşırdığımız. “Allah Allah bu da mı oldu” dediğimiz hadiseler bugünün mevzuu değil yakın geçmişin mevzuuydu.

2019’daki yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı (İBB) küçük bir farkla kazanıp da koltuğa oturan İmamoğlu’nun ilk icraatı İBB’deki veri tabanını “kopyalamak” olmuştu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) “Seçim yenileme” kararı sürecinde İmamoğlu ile canlı yayına çıkan Ak Parti’nin adayı Binali Yıldırım bu hadiseyi gündeme getirmiş ve “Veri kopyalama işi FETÖ taktiğidir” demişti. O anlarda İmamoğlu’nun biraz istihza ile sırıttığı kameralara yansımıştı.

Neyse…

İşte tee 2019’da veri kopyalama ve o verilerin paylaşılması meselesi gündem olmuştu. Soruşturma ve dava konusu ise bugüne kaldı!

İlginçtir, İBB’nin veri toplama aracı olarak kullandığı “İstanbul Sensin” uygulamasının “hibe yollu” kredilerle hayat bulduğu bizzat İmamoğlu tarafından ilan edildi. Kimse “Verilerimizi toplayacak şirkete kim neden hibede bulunur” demedi.

Yine, o günlerde aynı uygulama üzerinden elde edilen verilerin depolandığı serverlerin İsrail’de olduğu da ortaya çıktı.

Üstüne üstlük İsrailliler bu hizmeti “meccanen” yani “parasız” yapmıştı.

Yine hiçbir Allah’ın kulu, “İsrail firması neden İBB’nin verilerini meccanen depolama hizmeti veriyor” diye sormadı!

***

Bu konuyu toparlayalım.

Yolsuzluk, hırsızlık, irtikap, rüşvet gibi suçlardan tututlanan ve........

© Haber7