Tehlike robotlar mı yoksa sahipleri mi?
Geçen hafta Çin’de dünyanın ilk “insansı robot olimpiyatları” düzenlendi. İnsana öykünülerek tasarlanmış robotlar, kendi aralarında türlü yarışlar yaptılar. Özellikle atletizm yarışları çok ilgi topladı. Robotların yürümeyi yeni öğrenmiş çocuklar misali hareketler ile finişe varma çabası pek çok “komik” videoya konu oldu.
“Hayat acemisi” robotların hallerine herkes gülerken, bir internet kullanıcısının yorumu özellikle dikkatimi çekti: “Şimdi eğleniyoruz ama birkaç yıl sonra işimizi elimizden aldıklarında pek de gülemeyeceğiz”
Gerçekten de öyle. Robotların önümüzdeki on yıl içinde mevcut iş pozisyonlarının en az 0’unu ele geçireceği (veya gereksiz kılacağı) tahmin ediliyor. Yani sadece robotlar yüzünden insanların en az 0’u işsiz kalacak. Üstelik bu olgu, artık sadece kol emeği ile de sınırlı değil; yapay zeka sayesinde kafa emeği ile yapılan veya entelektüel birikim gerektiren işler de robotlar tarafından yapılabilecek.
Öte yandan Amerikan film endüstrisi yirmi yıldır bize başka türde bir robot distopyası pazarlıyor. Hollywood’un veya Netflix’in karanlık filmleri, hep aynı öykü çevresinde şekilleniyor: Robotlar, dünyanın kontrolünü ele almışlar, insanları öldürüyorlar veya köle yapıyorlar.
Oysa robotların dünyayı ele geçirecek noktaya gelmeleri imkansız. Dikkat edin, “çok zor” bile demiyorum, “imkansız” diyorum. Bu tespit bana değil, teknoloji öncüsü sayılan bir isme, Alibaba’nın kurucusu, Jack Ma’ya ait. Ma, “robotların da bir sahibi var, sahipleri ne isterse onu yaparlar” diyerek robot konusunda da mülkiyet ilişkisine dikkat çekiyor.
Evet, zaten asıl tehlike........
© Haber7
