menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Atina Notları

66 7
previous day

Uzunca bir aradan sonra tekrar Yunanistan’ın başkenti Atina’dayım. Uçak gece geç vakitte inince, kalacağım eve geçmek için mecburen taksi tuttum.

Atina’nın taksi şoförleri genellikle konuşkan adamlardır. 70 yaş civarındaki Yannis de öyle biri. “Her gün Amerika’dan 20 uçak geliyor. Yunanistan’ı çok sevdiklerinden değil tabi, burası ucuz, tarih var, kültür var, demokrasinin beşiği vs” diyerek memleketini övüyor.

Ben de bozmuyorum, “öyle tabi” diyorum, “ülkeniz güzel…”

Yannis devam ediyor: Geçen Türkiye’den iki adam binmişti taksime, 60 yaşlarında bayağı zengin adamlar. Bir tanesi Atina’dan ev almış… Atina’da özgürlük var, kendimi özgür hissediyorum diyor”.

Ben “he he” demeye devam ediyorum... Bakalım konu nereye bağlanacak diye dinliyorum.

“Mesela” diyor Yannis, “Bizim Başbakanımız Mitçotakis. Şimdi ben gidip bir polisin yanında Mitçotakis’e kötü bir söz söylesem hiçbir şey olmaz, burada özgürlük var. Ama Türkiye’de Erdoğan ile ilgili kötü laf etsen hemen hapse atarlar…”

Vay, vay, vay… Mevzu tam da tahmin ettiğim yere geldi… Mecbur lafa gireceğiz.

“Bunu sana kim söyledi, o müşterilerin mi” diye soruyorum.

Bir tek onlar değil, Türkiye’den çok fazla yolcu geliyor, çok insandan duydum” diye cevap veriyor.

Şimdi sevgili okuyucularım, bu nokta gerçekten kritik bir karar eşiğidir. Boş ver deyip susabilir, adamın da konuşmasını rahatlıkla engelleyebilirsiniz. Konu kapanır. Ya da olayı biraz daha kurcalayıp bir insana gerçeği anlatmanın yollarına bakarsınız.

“Adam sonuçta bir taksi şoförü, karar verici değil, siyasetçi değil uğraşmaya değer mi” diyenleriniz olabilir. Aslına bakarsanız tam da taksi şoförü olduğu için daha önemli biri. Havalimanı taksi şoförleri iletişim ajanları gibi çalışırlar. Her milletten insan ile temas ederler, kalıp yargıların yaygınlaşmasında rolleri vardır.

Bir de tabi… “ah benim karakterim!” İnsan yedisinde ne ise yetmişinde o oluyor, memleketime söz söylenince kendimi tutmam mümkün değil…

El mecbur, bu yaşlı adama küçük bir ders vereceğiz…

Gurbette yaşadığım yıllar boyunca bu tip durumlarla çok karşılaştım. Bunlarla baş etmenin birkaç tane teknik de geliştirdim.

En sevdiğim yöntemi seçiyorum, “Yanni sen nerelisin?” diye soruyorum…

“Adalıyım”

“Hangi ada?”

“Skiathos”

Allah denk getirecek işte… “Papadiamantis’in adası değil mi orası?” diyorum.

Aynadan bana bakan gözleri hayretle büyüyor. “Evet, Papadiamantis’in memleketi”

Ne diyeceğini bilemiyor, “Gidip evini gördüm, evi........

© Haber7