menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin Bazı Mektupları

23 0
12.11.2025

Yarın on üç Kasım.

Türkiye’nin medar-ı iftiharı, gönül insanlarından biri olan Mehmed Zahid Kotku Hocaefendi’nin 45. vefat yıldönümüdür.

Önceki yıllarda hem bu köşemizde ve hem de İnsicam Dergisi’nde Hocaefendi ile ilgili yazmaya çalıştım.

Ayrıca, birçok değerli kalem de yıllardır yazıyor, hemen her yıl anma programları ve törenleri yapılıyor.

Bizler; medeniyetimizin yüzakı bu kıymetli şahıslar için ne yaparsak yapalım, onların bize ve bizim geleceğimize yaptıkları katkılardan dolayı onlara olan borcumuzu ödeyemeyiz.

Zaten onların da bizden beklentileri olmamıştır.

Onların ecirleri İnşallah en Yüce Makam (cc) tarafından verilir.

Meseleye böyle bakınca görürüz ki; bizim yaptıklarımız onlar için değil, kendimiz içindir.

Çünkü onları tanımak, fikirlerini, düşüncelerini bilmek, hayatlarından dersler çıkarmak ve gelecek kuşaklarımıza tanıtmak, unutmamak ve unutturmamak bizler için büyük önem arz eder.

Öyle ise bugün, bu fakir kardeşiniz daha önceki anmalardan biraz farklı olarak hem kendim hem de okuyucularımız için M. Zahid Kotku Hocaefendi’nin nazik dilinden dökülmüş mektuplardan bazılarını paylaşacağım.

Mektuplar; Hocaefendi’nin öğrencilerine ne kadar nazik hitap ettiğini, emir kipi ile konuşmadığını, Türkçeyi güzel kullandığını, az sözle çok şey anlattığını ve öğrencilerinin yetişmesi için sürekli onlarla ilgilendiğini anlamamız bakımından önem taşımaktadır.

Hocaefendinin mektup sonlarındaki imzasını kopyalamaya çalıştık.

İlk mektubumuzun kısaca hikayesi şöyle:

Hocaefendi, Rifat Bey’in yeni aldığı arabası ile, karayolundan Hacca gitmektedir.

Yanında Eşi ve Osman Çataklı Bey de vardır.

Geceyi Suriye’nin başşehri Şam’da, Hacı Abdülh

amit Bey’in evinde geçirirler.

Şam’a gitmişken orada öğrenci olan Sabri Erdoğdu Bey’le de görüşmek isterler fakat o sırada Sabri Bey Libya’da bulunmaktadır.

Hocaefendi yazdığı mektubu Sabri Bey’e verilmek üzere ev sahibine bırakır.

Mektup şöyle:

“Pek muhterem ve sevgili evladım.

Esselâmü aleyküm ve Rahmetullah

Lehül hamd vel minne iki gün evvel Osman Bey, Rifat Bey’in aldığı yeni bir arabasıyla bizim hanım da beraber olduğu halde Şam-ı Şerife geldik. Ve amcamız Hacı Abdülhamid Bey’in misafiri bulunuyoruz.

Ve bugün Bağdat’a doğru inşallah hareket edeceğiz, daha sonra haccı şerifi eda için Mekke-i Mükerreme’ye gidilecektir.

Gözlerinizden öper, sağlık ve afiyetinizi Cenab-ı Hak’tan dilerim.

Osman ve Rifat Beyler’in selamlarını arz eder, Cenab-ı Hak’tan hayırlı muvaffakiyetler nasib ve müyesser eylemesini........

© Haber7