Geldin Canım Ama…
Bilmem fark ettiniz mi geçenlerde Çıra Yayınevinden bu fakir kardeşinizin bir kitabı çıkmıştı?
“Geceye Sürgün Sesim”.
Üzerinde düşünülmüş, uzun süre “demlenmiş” ve daha çok da genç ve kendisini genç hisseden arkadaşlarımız için olduğunu düşündüğümüz denemelerden oluşuyor.
Allah izin verirse, kimi pazar günleri bu denemelerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Peki sadece bunlar mı?
Elbette hayır.
Yayımlayacaklarımdan epey bir kısmı buraya, yani Haber7’ye kısmet olacak denemelerden oluşuyor, bunlar da henüz hiç bir yerde yayımlanmadı.
İlk kez burada yayımlanacaklar.
Bu pazar başlıyoruz.
Arada merhum Raşit Hocamızla yaptığımız konuşmaları da pazar günleri yine bu köşede bulacaksınız.
Bugünkü denememiz şöyle başlıyor:
Meşhur “Heydar Baba'ya Salam " şiirini yazan Azerbaycan kökenli İranlı şair M. Hüseyin Şehriyar, uzun yıllar sonra kendisine gelen, sevgilisi Süreyya ile konuşmasını bitirirken diyor ya;
" Geldin canım, peki ama neden bu kadar geç… "
Bu sorunun cevabını gerçekten birçoğumuz bilmiyoruz.
Başımıza gelen iyi bir şey neden geç kalır da başımıza gelen kötü bir şey erken gelir?
Bir harfe istediğimiz sesi verememenin, bir cümleyi tam yerine konumlandıramamanın, bir şehri doyasıya yaşayamamanın burukluğu nasıl içimize, acıdan arta kalan bir tortu gibi çökerse, öyle çöker ve kalır, bu sorunun cevabı...!
Geç kalmaların, geç gelmelerin, size geç kalanların, sizin geç kaldıklarınızın sizde bıraktığı; bir şairin “Haziran da Ölmek Zor", diğer bir şairin "Temmuz Temmuz" diye sızlanışı ya da bir başka şairin “Ağustos’a” geç kalışının sonsuz ve ebedi acısı gibi çöker içinize…
Şehirler, içinde........
© Haber7
