Akademisyeninden gazetecisine cinnet geçiriyorlar
Siyasetçisinden akademisyenine, gazetecisinden televizyon sunucusuna, sanatçısından menajerine, komedyeninden tiyatrocusuna, yönetmeninden aktörüne kadar hepsi cinnet halinde. Ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilemiyorlar. Seçimlere daha üç koca yıl var. Eğer böyle giderse, savcıların işi çok zorlaşacak. Hakaret ediyorlar, küfür ediyorlar, “sizden korkmuyoruz, sizden korkan sizin gibi olsun” diyorlar, fakat hakim karşısına çıkınca tir tir titriyorlar, “biz yapmadık” yalanına sarılıyorlar.
En son geçenlerde Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanan Dr. Çiğdem Bayraktar Ör. Sözüm ona akademisyen, tarihçi, yazar ve Tele 1 sunucusu. Paylaşımına bakar mısınız?
“AKP ve onun yoz iktidarı… Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş ‘diplomasız’, liyakatsiz, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı.”
İnsan, hele hele akademik formasyon almış bir insan, bu kadar pespaye, bu kadar kokuşmuş pis bir sokak ağzı ile konuşur mu? Normalinde konuşmaz, konuşamaz. İstanbul Marmara Üniversitesi ve rektörü orada duruyor, açarsınız bir telefon sorarsınız, Recep Tayyip Erdoğan adında bir mezun öğrenciniz oldu mu, olmadı mı veya bir dilekçe ile başvurur alırsınız cevabınızı. Eğer böyle bir mezun yoksa, o zaman üslubunca hesabını sorarsınız. Eğer varsa da susarsınız, böyle; edebe, adaba, ahlaka aykırı ve yalan konuşmazsınız, utanırsınız.
Diyorlar ki, “efendim Türkiye’de ahlak bozuldu”. Elbette bozulur. Bu derece kendisini yüksek apoletli gösterip ardından olmadık terbiyesiz, ahlaksız, edep dışı ve yalan sözler sarf edenleri görünce, sokaktaki vatandaş ne yapsın? O da düşünüyor ki; demek, bunca apolet, bunca yüksek seviye, bunca kariyere sahip olmak için ahlaksız ve yalancı olmak gerekiyor. Ve böylece ahlaksızlıkta, yalancılıkta sınıf atlıyoruz.
Bir televizyon sunucusu olan akademisyen, üstelik bayan olan bir insan, şu iğrenç cümleleri kurar mı?
“Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler.”
Yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler kimler? İdareye; idare yetkisi veren halk. Halka namussuz diyemediği için, hiç utanmadan namussuzluğun failini değiştiriyor Çiğdem Bayraktar. Zaten AK Parti'ye oy veren halkı kastettiğini biraz sonraki cümlelerinde kendisi de açıkça söylüyor bu utanmaz akademisyen!
Buyurun işte o cümleler:
“Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?! Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri!”
Ne yalan söyleyeyim, sürü kelimesinin içindeki bir şahıs da ben olduğum için bu kadının hakim karşısında titremesine ve tutuklanmasına hiç üzülmedim. Üstelik daha sonraki cümlelerinde kadıncağız hızını........
© Haber7
