Ölçüsüzlük ile tepkisizlik arasında nerede durmalıyız?
Yüce Allah, bu dünya hayatında insanı bir sınavdan geçirmektedir. Bu yüzden de ona inanç ve düşünce özgürlüğü vermiştir. Kimseye din ve inanç zorla dayatılmaz. Herkes istediği gibi inanabilir ve istediği gibi düşünebilir. Ama bu dünya bir imtihan salonu olduğu için burada ortaya koyduğunun karşılığı kendisine mutlaka verilecektir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan tamamen ayrılmıştır. Kim tağutu (aşırı gidenleri) inkâr edip Allah’a iman ederse en sağlam kulpa yapışmış olur. Onun kopması söz konusu değildir. Allah duyandır, bilendir.” (Bakara, 2/256)
Kur’an-ı Kerim’de bunu destekleyen daha birçok âyet mevcuttur. Bu itibarla gerçek düşünce ve inanç özgürlüğü İslam’dadır. Çünkü İslam’ın temel kitabı Kur’an-ı Kerim, hem insanlara irade özgürlüğü verildiğini, yani kimsenin önceden bir şeye mecbur edilmediğini, onlara seçim yapmada kullanabilecekleri özgür irade verildiğini bildirmekte, hem de bu özgürlüklerini kullanmalarına engel olunmamasını istemektedir.
Ne var ki insanın sahip olduğu fıtrî değerlerden uzaklaşarak, başkalarının saygı duyduğu varlıkları veya şahısları küçümseyerek, aşağılayarak, aslında kendilerini iyice aşağılık duruma sokanlar da gerçekte düşündüklerini zanneder, başkalarına iğrenç........
© Haber7
