Huysuzluğun doğurduğu huzursuzlukta fitne üretmek
Dile kolay! 27 Haziran’dan bugüne 3.062 orman yangını çıktı.
Aynı tarih aralığında günlük ortalama sıcaklığın 30-45 derece olduğu göz önüne alındığında yaz mevsimini ilk bahane olarak öne sürmek mümkündür ama çıkan yangınların yüzde 88’ininde sebebin insan eli olması ilk bahaneyi kendiliğinden geçersizleştirmektedir.
Bu bağlamda anız yakma vb. tarımsal gerekçelere yaslanmanın makul olmayacağı da açıktır çünkü konu münferit olarak şu veya bu ormanın yakılması değil, onunla yeşilin yok edilmesidir. Yeşilin yokluğuyla kastedilense insandan bitkiye nefes alıp veren milyonlarca candır. Zira tek başına bir ağacın yakılması bile onun kabuğunu, dallarını, yapraklarını mekan tutmuş yüzlerce börtü böceğin, kuş yumurtasının ve yavrusunun yakılması demektir ki, canını kendisinin vermediği varlığı yakan kişiye insan denmesi de salt bu nedenlerle -yasaların hükmü bir yana- vicdanen mümkün değildir.
Hal böyleyken bir de orman yangınlarına sevinenler var. Bunlar da yine önce vicdanlarda mahkumdur. Ancak ilginç olan bunların sevinçlerini huysuzluklarından doğan bir huzursuzlukla negatif merhamet olarak sahnelemeleridir.
Huy kelimesi -sözlüklerdeki ilk anlamlarıyla- mizaç, hulk, natura… olarak alındığında, huysuzluk da bunlardaki bozukluğa yorulacak ve şu negatif merhamet gösterisi de yine doğrudan onunla bitişecektir.
Öte yandan söz konusu merhameti genel bir üzüntü hinliğiyle siyasal muhalefet kılığında normalleştirmek de aynı bozukluğun türevlerindendir. Benzerlerine sosyal medyada sıkça rastladığımız şu basit/adi........
© Haber Vakti
