Devletin öncelikleri, Müslüman'ın ölçüsü
“Her kim emîrinden hoşlanmadığı bir şey görürse sabretsin. Çünkü her kim sultandan ayrılır da (itaat bağını) koparır ve bu hâlde ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüş olur.”
(Buhârî, Fiten 4; Müslim, İmâre 55)
Değerli Kardeşlerim,
Tarih boyunca devletin öncelikleriyle Müslüman ferdin öncelikleri her zaman tam olarak örtüşmemiştir.
Devlet dediğimiz aygıt, varlığını topraklara, sınırlara, güvenliğe borçludur.
Vatandaş ise hayatını farklı önceliklerle yaşar; kimisi aşını, kimisi evladını, kimisi de inancını önceler.
İşte tam burada hassas bir çizgi belirir:
İslami hassasiyeti olan insan, hadiseleri dinin süzgecinden okumaya çalışır.
Doğru olan da budur!
Böyle olmayanlarsa, olaylara kendi menfaat ve değer yargılarıyla yaklaşır.
İşte bu noktada “devlet aygıtı” devreye girer.
Devletin öncelikleri bazen bir kesimle örtüşür, bazen de başka bir kesimle çatışır.
Ama şu unutulmamalıdır:
Devletin her önceliği, Müslüman açısından muteber değildir!
Zaman olur, devletin tercihi ile Müslüman’ın ölçüsü çakışır.
Müslüman, o anda bile inancını yaşamaya, yaymaya çalışır;
ama meşruiyetini devletle çatışmada aramaz.
Çünkü bilir ki; devlete isyan, İslam’da “baği” hükmündedir.
ZULMÜN ÖMRÜ KISA, SABRIN MÜKÂFATI EBEDÎDİR
Bir dönem oldu ki;
Ezan aslından koparıldı, minarelerden Türkçe okutuldu.
Camiler kapatıldı, Kur’an öğrenmek yasaklandı.
Başörtülü kızlarımız okul kapılarında gözyaşı döktü, üniversitelere alınmadı.
Nice siyasi parti kapatıldı, nice hak gasp........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d