Papaz her zaman pilav yemez!
Çıkarın şekillendirdiği bir dünya burası...
Jeopolitik kavramı olsa olsa çıkarlar çerçevesinde yürümenin usul ve erkânı...
Çıkarcılık insanlar için ahlaki bulunmazken, kurumsal bakımdan sıradan bir refleks olarak görülebilir.
En müşahhas kurumsal yapılar olarak devletlerin çıkarlarını gözetmesi ve öncelemesi tabii karşılanır.
Dünyada olup bitenlere çıkar penceresinden bakıldığında herşeyin açık seçik anlaşılabilir olduğunu görmek mümkün... Çünkü çıkarlar duygusal bakış açısını kulak arkası edecek argümanları da temin etme kabiliyetine sahiptir. Kâr-zarar odaklı işleyen çıkar çarkları bir noktadan sonra, herşeyi mübah görmek gibi hüsn-ü kabulden nasipsiz bir hâle savrulabilir. Çıkar hazretlerinin belirleyici olduğu bu zeminde kimsenin kimseden farkı kalmaz.
Kuzuyu kurtla yiyip sonra çobanla birlikte ağlamanın derin stratejisini(?) ballandıra ballandıra anlatmak vizyon sahibi olmak diye de sitayişle pazarlanabilir.
Bitli baklanın kör alıcısı olur atasözünün vurguladığı üzere illa ki alanı ve/veya tasdikleyeni çıkar.
Âl-i menfaat da denir bazen...
Zaten çıkarın büyüklüğü arttıkça hararet de artar.
Uluslararası toplum, çıkarı için savaş yapması gerekiyor ise yapar.
Kırması gerekeni kırar, dökmesi gerekeni döker.
Çıkar humması en tepe........
© Haber Vakti
