menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Keçi yolu

10 0
19.05.2025

İzahı olmayan meselelerin mizahı olurmuş derler. Eskiden nükte etrafında hikmet süsüyle yükselen, kültürümüzün gülmece ayağı; mizahın dar kalıplarında tek seferlik tebessümlere hapsoldu. Hoş... Tebessümlerin büyük çoğunluğu, acı gülümsemeler sınıfında çile doldurmaktan kurtulmuş değil...

Nükte geleneğimizin piri, hiç tartışmasız Nasreddin Hoca'dır. İzah-mizah kafiyesinden bakınca, Nasreddin Hoca'yı biraz sorgulamak gerekir. Acaba Hoca, ilmi yetmediği için mi izah edemediği hususları nükteye yatırmış? Yoksa, ilmin sözünü idrak edecek muhatap kıtlığına, amiyane tabirle "bir fiske vurmak" için mi nükte kılıcını savurmuş? Ne akılla ne de akılsız içinden çıkılamayacak meselelerin, toza dumana boğduğu Anadolu coğrafyasına; nüktelere sardığı bir dargınlık mı hediye etmiş? Belki de ağlamaktan göz pınarları kurumuş ahaliyi, gülmeceyle bir nebze olsun rahatlatmayı mı........

© Haber Vakti