menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nasıl İnsanız?

9 0
18.08.2025

22 aydır ne menem şeydir ki ümmetin başındaki imtihan her geçen gün zorlaşarak devam ediyor. Askeri, stratejik ve güvenlik doktrinleri bakımından olayları analiz etme bilgi alt yapım yok. Ancak gelinen sürede Hamas’ın İsraile yönelik 7 Ekim operasyonu ve devamında yaşanan elim tablo insanlık adına utanç verici bir şekilde devam ediyor.

Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği, Avrupa Birliği vs hepsinin güçlüden yana olduğunu, güce boyun eğdiğini, haktan ve haklıdan yana olmak gibi bir erdeme sahip olmadığını, olamayacağını gösterdi. İslam ülkeleri idarecilerinin, dış işleri diplomasilerinin, askeri yeteneklerinin ne derece caydırıcılıktan uzak olduğunu körler, sağırlar birbirini ağırlar düzeninde devam ettiğini tecrübe etmeye ve bu minvalde insanlığımızdan utanmaya devam ediyoruz.

İslami veya insani STK lar dünya düzeyinde yürümedik yol, yapılmadık miting ve nümayiş bırakmadılar. Sözde başkanları temsilcileri atmadık nutuk bırakmadılar. İyi de konuştular hani, çok etkilendik, yöneticiler çok etkilendi, hemen faaliyete geçtiler(!). Millete iyi nutuk attılar, toplu sloganlarla tahrik ettiler ama idaredeki yetkililere etkileri hiç olmadı. STK yetkilileri yöneticilerle görüşmelerinde bir türlü sonuç alamadılar görünen o. Sistemlerini devletlerini harekete geçiremediler ve etkileyemediler.

Bu STK Anlayışı İle Olmuyor!

Demek ki STK lar yeterince güçlü değil, etkili değil, kaliteli bir yönetim ve etkili bir icra konusunda nitelikli vatandaş desteğine sahip değiller. Vatandaşlardan gayet güzel yardımları topluyor, uygun yerlere iletiyorlar, vatandaşta yaptığı yardımla tamamen sorumluluğum tamam zannederek aksiyon alma yerine sembolik yardımlarla sorumluluğunun bittiği anlayışıyla nirvanaya ulaşıyor(!).

Etkili yardım, zamanında ulaşma, hakkı ikame ve hakkı üstün tutma yöntemi bu değil. Bireysel ve ekonomik destekleriyle vatandaşlar güvenerek bağlı oldukları STK’ları, yöneticileri, toplumsal duyarlılıkla; ülke ve dünya gündemi konusunda ekonomik, siyasi ve sosyal destek anlamında etkileyebilecek gücünü ortaya koymalıdır. O zaman kurumsal bir etkisinden bahsedilebilir. Kriz zamanlarında iş çıkarabiliyorsanız etkinize selam durulur. Yoksa emekliliği gelmiş kişilerin vakit geçirme adına oluşturdukları hobi amaçlı yerlerden başka bir şey ifade etmiş olmaz gönüllü kuruluşlar.

Aslında bu yaşadığımız 7 Ekim ve devamında gelişen süreç hem Türkiye’deki hem İslam ülkelerindeki STK, Vakıf ve Derneklerin yeniden yapılanmasını da gündeme getirmelidir. Yıllardır büyük tabelaların arkasında değişmeyen başkanlar ve sönük icraat sahiplerinin kendi dünyevi makam ve idare etme şehvetlerini tatminden öteye geçmeyen veya bulundukları konumları siyasette veya bürokraside atlama tahtası olarak kullanan kimselerin miatlarının dolduğunun da bir habercisi olarak önümüzde durduğudur. (İstisnalar olsa bile kaideyi bozmaz) Piyasaya oynayan aktörlerin yerine samimi inanç ve gayret sahipleri icralarda olmalı ve insanlık adına daha nitelikli iş yapacaklar o görevlere........

© Haber Vakti