2025 AİLE YILI MÜNASEBETİYLE
Ailemize Hicret Edelim
Hepimiz biliriz ki hiç bir şey yaşadığımız ortamda pat diye olmaz. Ne işimizde, ne aşımızda, ne toplumda ne de umuru hariciyede yani dış işlerinde. Genel olarak yaratıcının koyduğu bir sistem var kainatta. Sünnetullah olarak bildiğimiz Allahın yasaları akıp gider tabii mecralarında. Bu yasalar bir kanuni ilahi serencamında fıtrat, talim, terbiye, tertip, düzen, adalet, hakkaniyet, imtihan, merhamet ve hikmet üzere tecelli eder. Hani geçmişte aile büyüklerimiz, hocalarımız bazı konular üzerinde konuşurlar, tartışırlar ve sonunda kimi zaman bir karara varırlar ve icra ederler, kimi zaman da karara varamaz, ne yapacaklarını bilemez işler muallakta kalırdı. Karara varamadıkları zaman neticede şöyle derlerdi ‘’vardır bir hikmeti, bekleyip görelim bakalım’’ deyip susarlar, işi akışına bırakırken yine de iyiyi bulmak için gayret ederler ve sonrasında olayın hangi etkenlerle sonuçlanacağını, zamanla nasıl çözüleceğini dikkatle ve ibretle beklerlerdi. Netice hasıl olunca da düşündükleri ya da tartıştıkları şeyin haricinde veya paralelinde bir sonuç çıktığında ise ‘Allah Allah ne umduk ne bulduk hayret’ diye ondan ibret alırlar, tecrübe edinmiş olurlar ve konuyu daha iyi anlamış olarak sonuca razı olup ondan ders çıkarırlardı. ‘Olanda hayır vardır’ deyip teslim olurlardı.
Temiz toplum düzeninde önce bireyin değişimi esastır. İnsan olarak ben, sen, o ve hepimiz yani bizler insan merkezli ve hazreti insan hedefli olarak bir asl’a göre hareket etmeliyiz.
İnsan yetiştirmenin standartları var mıdır, varsa nelerdir?
Kur’an; özelde insanın, genelde ailelerin, toplumların, sistemlerin sosyolojik temelli değişimlerinin hep bireyden başladığı hakikatına özellikle dikkat çekilir. İnsan olarak Adem, Havva ve onların çocukları Habil, Kabil, iyilikte önder şahsiyet olan Kur’anda ismi geçen tüm peygamberler, kötülükte zirve olan kişilere direkt temasla beraber (Firavun, Nemrut vs) ve dolaylı olarak anlatılan bazı kişilerden de bahsedilir. Yani konu insan, aile, toplum ve değişim süreçleri.
Rad Suresi 11. Ayette (Bir toplum kendisindekini –iç dünyalarında taşıdığı gerçek karakteristik niyet duygu ve gayretlerini iyi ve güzele yönlendirme istek ve arzularını harekete geçirme eyleminde bulunmadıkları sürece- değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez- direkt müdahale ederek değişim sürecini harekete geçirmez.) şeklinde ilginç bir saptama yapar asırlar öncesinden. İlk insandan beri insanoğlunun ahlaken tekamül süreci gelişerek devam ediyor. Son Peygamber Muhammed aleyhisselam da’ Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ buyururlar. Yani önce ahlak ve maneviyat hem bireyde hem de toplumda büyük önem arz ediyor. Ahlaksız ve manevi değerlerden uzakta kalan eğitim, ticaret, siyaset, idare aklınıza ne gelirse gelin hepsini yan yana koyun insanlığa bir şey kazandırmış olmuyor. İş ahlakına dikkat etmeyen tüccar, eğitim ahlakından habersiz akademisyen, aile mahremiyetine saygısız bir baba, bir anne, ebeveyn hakkına saygı duymayan ahlaksız bir evlat ne anlam ifade eder insanlık için? Aileler de önceliğimiz hem kendimiz hem de çocuklarımız için öncelik mutlaka ahlak ve maneviyat olmalı…
Kendi eksiğini bilmek gibi irfan olmaz demiş büyüklerimiz. Aslında içimizdeki vicdan hakimi ile eksiklerimizin büyük kısmının farkındayız. Bu bakımdan kendimizin eksiğini görüp, eksikliği giderecek bir bilgi anlayış arayış ve kavrayış da olarak değişime kendi isteğimizle kendimizden başlamalı ve bunu istikrarlı bir çizgide sabır ve metanetle icra etmeliyiz.
Yeni Toplum Sürecinde Medine Örneği
Medine’nin önceki ismi Yesrip idi. Yesrip’in insan, aile ve sosyolojik bakımdan değişim süreci tebliğ için gönderilen kaliteli öğretmenlerle inşa edildi. Fert, fert bir eğitimle ahlakı önceleyen bir tarz ile başladı. Zamanla doğru ve ahlaklı fertlerden aileler oluşturdu toplum.........
© Haber Vakti
