menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İslâm’da insan hakları ve hürriyetleri

7 0
09.09.2024

İslâm’da İnsan Hakları ve Hürriyetleri
Yüce Allah’ın insanlığa gönderdiği kutsal kitapların özü ve özeti olma vasfını taşıyan Kur’ân-ı Kerim’e göre, insanı şöylece tarif edebiliriz:

İnsan, Allah’ın kendi zâtından değerler üfleyerek en güzel şekilde yarattığı, göklerde ve yerdeki varlıkları hizmetine sunduğu bir varlıktır. Yaratılanların büyük çoğunluğuna üstün kılınan bu varlık, iman ve inkâra, adâlet ve zulme, güzellik ve çirkinliklere kabiliyetli olarak yaratılmış; kendisine verilen temel haklar ve yüklenen ana görevlerle ilâhî denemeye uğratılmıştır. Denemeye uğratıldığı hususlarda özgür iradesiyle seçme hakkıyla da donatılan bu mükellef varlık, ölümle başlayacak âhiret hayatında Allah’ın huzurunda yargılanarak mükâfatlandırılacak veya cezalandırılacaktır.

İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem olduğu için, ilk insan toplumundan itibaren insan, kendisini bu özetlenen değerler, görevler ve yükümlülükler içinde tanımıştır.
İnsanı tanımadan onunla ilgili konular temellendirilemeyeceği için, sunduğumuz insanı tanıtıcı Kur’ânî bilgileri insan hakları ve özgürlükleri bağlamında üç ana başlık halinde şöylece açabiliriz:

a- Haklar ve hürriyetler yaratılıştandır
İnsanlığın ortak değerleri olarak belirlenen hayat, mülkiyet, kanun önünde eşitlik, seçme ve seçilme, öğrenim, öğretim ve seyahat, örgütlenme, işkenceden korunma ve âdil yargılanma hakkı, din ve vicdan hürriyeti, dinî ve ahlâkî değerleri tebliğ hürriyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü vs. gibi haklar ve özgürlükler, temelde Allah’ın insanlara yaratırken verdiği ve Peygamberleriyle duyurduğu, pekiştirdiği haklar ve özgürlüklerdir.

Bu haklar ve özgürlükler verilmeseydi, insan ilâhî denemeye uğratılamaz, sorumlu tutulup yargılanamazdı. Ne var ki, hayat hakkı ve inanç özgürlüğü ile başlamış bu haklar ve özgürlüklerin seçme ve seçilme hakkı gibi türlerinin, sosyal hayatın gelişimine paralel olarak gelişen ilâhî şerîatlerin öğretileriyle tekemmül ettiği, son ve evrensel Peygamber Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği Kur’ân’la zirveye ulaştığı da bir hakikattir.

İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem’in iki oğlundan kurbanı kabul edilenin, edilmeyenine, “Sen beni öldürmek için girişimde bulunsan bile, ben seni öldürmek için teşebbüste bulunmayacağım. Çünkü, ben bütün varlıkların Rabbi olan Allah’tan korkarım”(Maide 28) dediğinin Kur’ân-ı Kerim’de........

© Haber Vakti


Get it on Google Play