Ey yolcu!
Ey yolcu! Bilmeden bastığın bu toprak, İnsanoğlunun ilk kez ayağını bastığı topraktır. Gökten melek’lerin saf saf indiği bir yerden söz ediyoruz.
Mekke’den Kudüs’e bir yol gider. Resulullah, (sav) İsra olayında bir gece ve bir anda Kudüs’e gitmişti. Miraç olayı, oradan göğe yükselişi, göğe açılan bir kapıya işaret eder. Mekke’den Kudüs’e uzanan yoldan devam ederseniz, dünyanın “sıfır noktası” olan İstanbul’a varırsınız.
Yerden göğe yükselen bir Şehid’di ve kardeşi Kabil tarafından canına kıyılan Habil idi o! Geldiği yere geri dönen ilk insan olan Habil’in ruhu, Şam’dan yükseldi ölümsüzlük yurduna.
Mekke-i Mükerrem’e, Medine-i Münevvere, Kudüs-ü şerif, Şam-ı şerif ve Aziz İstanbul arasında kozmik bir bağ vardır. İlk kurban, Hz. Adem zamanında Şam’da kesildi. Peygamberler tarihindeki bir diğer önemli Kurban hadisesi Sina’da yaşandı. 3. Büyük Kurban hadisesi, “evlad kurban etme” ile başlayan Koç kurbanı ile bu günlere gelen Hz. İbrahim’ in Hz. İsmail’i Kurban etme hadisesi. Hz. Musa zamanında bir inek / Bakara kurban edilmesi gerekir. Her birinin anlamı ayrı aslında. Ama hepsi de kurban!
Zemzem denilen su, yerden çıksa da gökten sağılır. Akdeniz, Hind Okyanusu ve Nil’den yükselen buharlar, Safa ve Merve istikametindeki iki dağ, Akdeniz’den gelenler Kabe’nin Şam tarafındaki bir dağ tarafından soğurulup, Kabe’nin altında 3 kanaldan gelen suların buluşması ile oluşur. Gökten beslenen yerden çıkan Zemzem’in bağrından çıktığı Mekke aslında Ademoğulları için ilk başta sürgün yeriydi. Hz. Adem ve Cennet’ten çıkarılıp, susuz, o bitmez bir yere sürülmüştü. (Bugüne geldiğimizde Şeytanın dostları, Mekke’yi, Medine’yi, Kudüs’ü çevreden kuşatmaya başladılar sanki). Orası aynı zamanda Tövbe’lerin kabul edildiği yerdir. Allah’a (cc) adanmış ilk “ev”in (Beyt-i Makdis) yapıldığı yerdir. O evde ilk yapılan dua şudur: “...Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (A’râf 23) Bizler de orada bu duayı yapabilecek miyiz. İtirafçı olabilecek miyiz?
Hacca ya da Umreye giderken, Kurban keserken bu yolculuğu hiç aklımızdan çıkartmamamız gerek. Hz. Musa’nın Sina’da bir inek kurban etme hadisesi, Sonra Hz. İbrahim’in yeniden Mabedi inşa etmesi ve Kurban kesmesi, Arafat’ta buluşma, Müzdelife’de taş toplama, Mina’da Kurban kesme ve Şeytan taşlama mekanlarının bizim için ayrı bir anlamı var.
Şimdi düşünelim, Hz Adem’in Cennetten gelip, çorak bir dağın tepesinde yeniden bir hayata başlarken ki, o pişmanlık ve tevbeyi kuşanabilecek miyiz, icabında, haram servetle oluşturulmuş bir zenginliği ve rahatı terk edip, tevbe edip Allaha tevekkül edebilecek miyiz?. (Helal haram demeden biriktirdiğiniz paranızı, malınızı, makam ve şöhretinizi, o eski dostlarınızı, süsleyip bezediğiniz güzel evlerinizi, bol gelir getiren ticarethanelerinizi, bol ürün veren ekinlerinizi arkanızda bırakıp) kupkuru susuz ve çorak bir yere ev yaparak sıfırdan başlamaya var mısınız?. Hani böyle değilse, niye gidiyorsunuz ki Mekke-i Mükerreme’ye.. Niye “Lebbeyk Lebbeyk” diye........
© Haber Vakti
